18 Haziran 2008 Çarşamba

Şampiyon Boston Celtics


ve sonunda NBA final serisinde kazanan belli oldu. Boston Celtics daha önceki yazımda belirttiğim gibi evdeki maçını kazanarak seriyi 4-2'ye getirdi ve mutlu sona ulaştı. Tabi aslında Celtics sadece kazanmadı, gerçekten muhteşem bir performansla Lakers'ı kelimenin tam anlamıyla denize döktü. Şampiyonu belirleyen dün geceki maçta Celtics rakibine tam 39 sayı fark attı. Rakam gerçekten ürkütücü tam 39 sayı!! NBA tarihindeki final serilerinde en farklı kazanma rekoru 41 maçla Chicago - Utah maçındaydı 96-54'le bu maçla da neredeyse yakalıyorlardı. Russell ve Havlicek saha kenarında maçı seyrederken, "Red" de yukarda biryerlerde mutlaka keyif purosunu yakmış olmalı.





Maçın kopuş anı ikinci çeyrekte yaşandı, bu çeyrekte 9 dakikada gelen 29 sayıya Lakers sadece 9 sayıyla karşılık verebilince sonrası da çorap söküğü gibi geldi. Celtics NBA tarihindeki 17. şampiyonluğunu kazandı, kaderin cilvesi olsa gerek Celtics bir önceki şampiyonluğunu da gene Lakers'a karşı kazanmıştı. Serinin diğer maçları çok büyük geri dönüşlere sahne olmuştu bildiğiniz üzere, belki dün gece de böyle bir geri dönüş bekleyenler olmuş olabilir, aslında tüm seri maçlarında heyecanın tavan olduğu bir finalde son maç bu kadar heyecansız olmamalıydı. Ama dün Lakers'ın kabullenmiş hali ve Boston'un o iştahını görenler bu işin bu maçta biteceğini anladılar. İkinci çeyreğin ortasından itibaren de Garden'ı dolduran Kelt'ler salonu da zafer şarkılarıyla inlettiler. NBA'in belki de en çok tempo yapan seyircisine sahip Celtics'e karşı Kobe ve takımı çok uzun süre bu şarkıları dinlemek zorunda kaldı. Lakers ve Boston seyircisinin farkı her maçta belli oldu. Bir taraf maçı seyretmeye gelirken, diğer taraf maçın her daim içindeydi. Normal sezonun MVP'si açısından her yönden kara bir gece oldu. Hem şampiyonluğu kaybettiler, hemde MVP olduğu bir sezonu final serisinde en farklı mağlubiyet rekoruna neredeyse yakalanarak kapıyordu, bir de üstüne rakip takımın erken kutlamalarını seyretti. Her fırsatta Jordan'la kıyaslanan biri açısından " where is Kobe " tezahüratları altında oturmak zor olsa gerek. Tabi bir de en farklı galibiyet serilerinde bir taraf 42 sayıyla kazanan tarafta, diğeri 39 sayıyla kaybeden tarafta.

Maçın final dakikasında kaptan Pierce şampiyonluğu, Coach Doc Rivers'ın sırtına Gatorade'i boşaltarak kutlarken sahada herkes çılgınlar gibiydi. Doc Rivers büyük üçlüyü son dört dakika oyundan alarak hem seyircisine alkışlattı. Hem de kutlamalara erken başladı.

Maçın yıldızı bana göre play-off'ta büyük eleştiriler alan, ama özel hayatında fırtınalar esen Ray Allen'dı. Çocuğunun rahatsızlığına rağmen Lakers potasına gönderdiği 9 da 7 üçlükle rakibinin ipini çeken adamdı maçın ilk çeyreğinde gözüne parmak girip neredeyse bir çeyrek boyunca oynamadığını da ekleyelim. Maçı da 26 sayı ( 7 üçlük ), 4 assistle tamamladı. Büyük üçlünün diğer adamı Garnett 26 sayı, 14 rebaundla istatistik olarak parıldayan isim oldu. Kaptan Pierce ise 17 sayı ve 10 assist'le mücadele etti. Genç Rondo ise bu sefer potaya bakarak oynadı ve karşılığını da aldı. 21 sayı, 8 assist ve 7 rebaund ve tam 6 top çalmayla Boston'a çok büyük katkı sağladı. Bu seneki Boston'un en beklenmedik kazancı olduğu açık, Deneyimli oyuncu Posey ise savunmaya yaptığı büyük katkı dışında, 3-3 üç sayı yüzdesiyle çok iyi bir maç çıkardı.

Lakers'da ise Kobe gene başroldeydi. Lakers'ın ilk 11 sayısını tek başına attı. Takımdan katkı gelmeyince o da koptu oyundan ve berbat atışlar yolladı potaya, uzaktan denemeler, zorlama atışlarla pek birşey olmazdı, olmadı da zaten. Jordan'ın tek başına final maçlarını almasını bilen biri için şu performans berbat, görüldüğü üzere yetenek tek başına yetmiyor. Maçı da 7-22 isabetle 22 sayıyla tamamladı. Odom 10-12 faul atışı olmasa kariyerinin en berbat gecesini geçirebilirdi, 8 atışından sadece 2'sini sayıya çevirebildi. Gasol 11 sayı, Farmar 12 sayıyla geceyi noktaladı. Memphis'ten neredeyse çalınan Gasol'da Lakers'a şampiyonluğu getiremedi.

Maça damgasını vuran Boston'un istekli oyununun dışında istatistiklerdeki ezici üstünlüğü oldu. Gerçi 39 sayı farkla biten bir maçtan ne beklenir orası ayrı, Lakers tam 19 top kaybıyla oynadı ve bunların birçoğu Boston'un topu çalmasıyla gelen kayıplardı. Rebaund'larda 48-29 assistlerde ise 33-16 ve top çalma istatistiklerinde 18-4'le oynadılar ki bu büyük farkın en büyük farkı rebaund ve top çalma'daki bu ezici üstünlük oldu. 18 top çaldırırsanız, farkı da yersiniz, rezil de olursunuz. Doc Rivers'da efsanevi Boston Coach'u Arnold "Red" Auerbach'a özenmiş olmalı. Puro keyfi gerçekten yakışıyor.

Boston 22 yıl sonra NBA'i gene yeşile boyamayı başardı. Büyük üçlü Garnett, Pierce ve Allen kariyerlerindeki ilk NBA şampiyonluklarını yaşadılar. Herkesin hem fikir olduğu bir konu var ki bu kesinlikle hakedilmiş bir şampiyonluk oldu. Garnett, Bill Russell'ın yanında verdiği röportajda "şampiyonluk yüzüğünün yanında efsane bir adamın bizimle gurur duyması, bizi onurlandırması önemli" diyerek saygısını gösterirken, Bill Russell "bu gururu sonuna kadar hakettiniz" diye cevaplayarak Garnett'ı ve oyuncuları onurlandırdı.



Boston Celtics'in sene başındaki süper takasları bu sene çok iyi iş çıkardı. Özellikle egosu belki de NBA'deki en düşük iki süperstar'ı kadrolarına katarak, Pierce'le birlikte bir anda kadrosunda 3 süperstar elde eden Celtics, bu üçlüden alabileceği maksimum verimi aldı. Malum süperstar oyuncular her zaman takımdaki özel adam olmak isterler. Eğer bu konuda bir problem olursa verimleri düşer ve sorun çıkartırlar. Ama Boston bu konuda oldukça şanslıydı. Önce takım diye düşünen iki süperstar bulmak kolay değil. Sezonun en iyi savunmacısı Garnett'in Boston takımına sert savunmayı öğretmesi, hırsıyla takımı ayağa kaldırması, Allen'ın çevresindekileri geliştirme yeteneği ve öldüren şutları, şapkadan çıkan süpriz Rondo performansı da tabi ki gözardı edilemez, ve elbette Pierce faktörüyle kesinlikle hakettikleri şampiyonluğu elde ettiler. Kısa vadeli hedefi olan kadro bu hedefe ulaşarak beklentileri kesinlikle karşıladı. Boston Celtics'de Posey ve Sam amca dışındaki tüm oyuncular kariyerlerinin ilk NBA şampiyonluğunu yaşadılar. Posey Heat'le, Sam amca'da Rockets'le bu sevinci daha önce yaşamışlardı. Garnett Minnesota'da, Allen Supersonics'de geçen yıllarına yanıyormudur acaba?


Final serisinin MVP'si beklenildiği üzere kaptan Paul Pierce oldu. Boston Celtics'in asıl çocuğu Pierce final serisinde birçok maçı sakat olarak oynamasına rağmen takımının gerçek lideri olduğunu gösterdi. Takımının zor anlarında her zaman sorumluluk alarak MVP ödülünü sonuna kadar haketti. Formasının Garden'ın tavanına asılacağını bilmek, bunu haketmek, o büyük isimlerle birlikte Boston tarihinin iz bırakan oyuncularından biri olmak muhteşem bir duygu olsa gerek.
Hakedenin kazandığı bir NBA sezonu daha geride kaldı. Boston Celtics'i tekrar tebrik edelim.

Hiç yorum yok: