30 Kasım 2010 Salı

Sergio Ramos ve Daniel Alves

Bu videoda iki nokta var. Biri Sergio Ramos’un önce Messi’yi sonra Puyol’u indirip, bir de çıkarken Xavi’yi ittirmesi. Hakkıyla kırmızı kart budur sanırım. Diğer nokta ise oldukça komik. Bunu zonal marking sitesi yakalamış. Herkes kavgaya odaklandığından bu gözden kaçmış olabilir. Videonun 10. saniyesinde Daniel Alves önce yumruğu yiyen Puyol’u sakinleştiriyor. Sonra 17-18 kişinin karıştığı kavgaya aldırmadan frikiği hızlıca kullanıyor. Topu ileri vurup kendine pas atıyor muhtemelen hatta…

29 Kasım 2010 Pazartesi

Barcelona’nın hatırlattıkları

Küçükken playstation oynardık. O zaman PES’in atalarından diyebileceğimiz ISS vardı. O oyunda lig açtığımız zaman iki önemli taktiğimiz vardı. Biri kazanılan ilk puanlarla uzun boylu forvet oyuncusu alıp, kanatlardan ona havadan orta yapardık. Hakan Şükür’lerle birlikte yavaş yavaş gerçek dünyada o dönem kapandı. Diğer önemli taktiğimiz ise üçgen tuşuyla rakibin arkasına pas atmaktı. Yetenekli oyuncular bireysel olarak takımlarında bunu hala yapıyorlar. Barcelona ise bu gecede gördüğümüz gibi bunu takım halinde yapıyor ve eğer önlemini almazsanız kalenizde göreceğiniz gol sayısı Barcelona’nın insafına kalıyor.

Barcelona 5-0 Real Madrid

Ali Sami Yen’de Son Derbi

20101128.193645_IST436_1468436

Beşiktaş, dün Ali Sami Yen’de son yılların en zayıf Galatasaray’larından biriyle oynadı. Uzun zamandır kazanamadığı Ali Sami Yen’e de galibiyetle veda etmiş oldu. Bu açıdan tabii ki büyük bir onur ama sonuç kimseyi yanıltmamalı.

Maçta neler oldu?

Yönetimsel sorunları bir tarafa, saha içinde de sakatlık sorunları bulunan Galatasaray, çok önemli iki oyuncusundan eksik çıktı sahaya: Arda Turan ve Milan Baros. Kendi hatası ile ya da yönetimsel zaafiyet nedeniyle kadro dışı kalan Misimovic de kadroda yoktu. Hagi, takımı devreyi geride kapatınca Baros’u devre arasında ısındırarak test etmiş ama sağlıklı görmemiş olacaklar ki apar topar Mehmet Batdal’da karar kıldılar. Kadroda Sabri ve hatta Neill varken Ali Turan’ın sağ bek oynaması bana garip geliyor. Neill’den stoperde zaafiyet olmaması için vazgeçilemeyebilir. Fakat Sabri geride Barış Özbek sağ merkezde oynayabilirdi. Ama Sabri’nin hücuma kattığı enerjiyi Barış katabilir miydi? Sonuç olarak devre arasında Holosko’nun arkasında kalarak yaptırdığı penaltıyla maça nerdeyse Beşiktaş’ın önde başlamasını sağlayan Ali Turan yerini Mehmet Batdal’a bıraktı. Bu değişiklik beke Sabri’yi gönderdi. Önüne de Pino geldi. Bu değişiklikle bekteki zaafiyeti gideren Gheorge Hagi, bu sefer Pino’dan aldığı faydayı minimuma indirdi. İlk yarıda zaman zaman deplase olup gol atabilmek için etkisiz noktalarda topu alan Pino, buna rağmen Galatasaray’ın ilk yarıda bulduğu her pozisyonun içindeydi. Ama ikinci yarı geriye gelmesiyle bu değişti. Değişiklik bir artı bir eksi getirdi.

İlk yarıda attığı golün etkisyle topun kontrolünü kaybeden Beşiktaş, tamamiyle defansif bir görüntü verdi. Böyle bir görüntüden Nobre’nin etkili olması zaten beklenemezken, sahada nerdeyse hiç bir şey yapmadan dolaştı o da. Ama ikinci yarıda Beşiktaş’lı oyuncular Nobre’nin kafasına top göndermeyi hatırlayınca o da 2 sefer ağlara kavuşturdu topu, birini hakem vermedi. Burada Nobre ikinci yarıda oynadığı iyi oyunla takdir toplasa da ilk yarıda Beşiktaş hücumu hayal kırıklığıydı. Bobo ve Quaresma gibi hücum hattının iki önemli kontağı kapalı olan Beşiktaş için bu deplasman derbisinde alınan galibiyet önemli. Ama oyun olarak ortaya konan futbol tatmin edici değildi. Sezon başında görülen ışık kararıyor ama tek sorumlusu Schuster değil.

Fatih Tekke olayı

Geldiğinde “iyi giderse çok iyi kötü giderse çok kötü gider” dediğimde Fatih Tekke’nin Schuster’le kavga edeceğini düşünerek söylememiştim. İşin enteresan tarafı Fatih Tekke, oynadığı maçlarda Schuster’in yumuşatılmış haliyle “Ne biçim oynuyorsun” tarzı ile ifade ettiği söylenen memnuniyetsizliği yaratacak kadar kötü oynamadı. Schuster’in Fatih Tekke’ye soğuk bakması hem kendi istediği bir oyuncu varsa onun alınmamasından hem de forvet oyuncusuna ihtiyacı olduğında gelen Fatih Tekke’yi o zaman da sakatlığı nedeniyle oynatamamasından dolayı olabilir. O zamanki yazıda belirttiğim gibi Fatih Tekke muhtemelen yönetime verdiği listede yoktu. Ama cinfikirli yöneticiler ve Fatih Tekke’nin menejeri hem yerli statüsünden dolayı hem de transferin son saatleri olması nedeniyle “bulunsun” gibi bir düşünceyle aldılar ama Schuster alıştıkları teknik adamlardan değil demek ki. Bu sorundan Tekke de Schuster de en az sorumlu olan kişiler.

Maçtan Notlar

Mutlaka söylemek gereken 2 şey var. Birincisi Galatasaray yarı sahasında orta sahaya yakın bir hava topu mücadelesinde Nobre’nin sanıyorum eli Neill’in yüzüne çaptı. Hakem Cüneyt Çakır dolayısıyla faulü verdi. Belki kasıtlı olduğunu düşündüğü için Nobre’ye kart göstermek istediğinden de Neill’in de “no,no” diyerek, olayın kaza olduğunu, karta gerek olmadığını söylemeye çalışması kararı değiştirmese de futbol sahalarında pek karşılaşmadığımız ama hoşumuza giden hareketlerden biri olarak kayıtlara geçmiş oldu.

AA_0453_28112010200608467_R_SPO_20101128000000_IST456

Diğer bahsetmek gereken isim ise şüphesiz ki Cenk Gönen. Rüştü’nün Beşiktaş’ta geçirdiği senelerde faydası olduysa biri Old Trafford deplasmanında kazanan Türk takımları arasına Beşiktaş’ı da sokanlar arasında en büyük pay sahibi olması, diğeri de Cenk. Maç sonunda Nietzche’den alıntı yapan, saha içinde refleksleri çok güçlü, konsantrasyonunu kaybetmeyen bir kaleci. Artı olarak yaşından çok olgun. Beşiktaş’ın kalesinin uzun yıllar sağlam olacağını gösteriyor bu adam.

Guti’nin formasını bir “autoshow”da şaka yollu isteyen Arda’ya ulaştırma çabası da maçla ilgili sanırım en ilginç not. Galatasaray taraftarının yönetim istifa sesi ama Adnan Polat’ın maç sonu röportajında “istifa” kelimesini ağzına bile almaması Galatasaray’ın bir müddet daha kaos halinde olacağını gösterir gibiydi.

26 Kasım 2010 Cuma

Casillas vs. Valdes

El Clasico yaklaşırken eskilerden bir resim. Açık ara Casillas önde olsa bile bu kapışmada Valdez'in son 2 senedir yaptığı hatalardan vazgeçip güven veren bir isim olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerek.

18 Kasım 2010 Perşembe

Aguirre Döndü

Mexico v Uruguay Group 2010 FIFA World Cup ieqlgD4lWrZl

11 hafta da ligin dibine vuran Zaragoza, çareyi teknik direktörü değiştirmekte buldu. 11 maçta sadece 7 puan toplayan Jose Aurelio Gay yerine Meksika’lı Javier Aguirre’ye geldi. Real Madrid maçıyla Zaragoza kariyerine başlayan Gay, yerini eski bir Atletico Madrid hocasına bırakmış oldu.

Atletico Madrid’de %50’ye yakın bir galibiyet yüzdesi tutturan Aguirre, pozitif ve iyi bir futbol oynatmaya çalışmıştı. Atletico Madrid’den önce Osasuna’da da çalışan koç İspanya’ya yabancı değil. Daha önce futbol oynarken 13 maçlık bir Osasuna kariyeri olduğunu da belirtmek lazım.

2010 Dünya Kupasında Meksika milli takımını yöneten Aguirre, A grubunda 2. olmuş daha sonra Arjantin’e tartışmalı bir maçla elenmişlerdi. Grup maçlarında şu an Manchester United’da oynayan Chicharito’yu oynatmaması nedeniyle eleştiri almıştı. Kupadan sonra oradan istifa eden koç Zaragoza eşofmanıyla La Liga’ya geri dönüyor.

9 Kasım 2010 Salı

Espaldinha

espaldinha

Espaldinha, sırtla pas vermeye deniyormuş. Derbinin 90. dakikasında espaldinha’ya baş vuran Cristiano Ronaldo, Raul Garcia’yı sinirlendirmiş. Ronaldo, hareketini twitter’dan “Bazen sahada yarıtıcı olmak gerekir” diye savunmuş.

Bu tarz hareketler sahada istediğini yapamayan oyuncuları kızdırabiliyor. Marca’da pozisyonun saygı çerçevesinde olup olmadığına yönelik bir anket yapmış. Real Madrid’e yakınlığıyla bilinen gazetenin web adresinde 88.429 kişi hareketin saygısızlık olduğunu düşünmüyorken, “evet, saygısızlık” diyen ise 24.271. Real Madrid taraftarı, Ronaldo ve yaptığı hareketin arkasında gibi görünüyor. 

Durum “rakibe saygı” ve “futbol bir şov oyunu” arasında sıkışıp kalıyor. Bakış açısına göre farklı düşünceler mantıklı kabul edilebilir. Türkiye’de biz daha enteresanlarını gördüğümüz için garipsemedim. Atletico Madrid’li oyuncuların bu hareket için Ronaldo’ya kızmaya hakları yok ama. Kendilerine kızmalılar.

Daha önce hareketi yapanlardan Ronaldinho, Ibra ve Ronaldo’nun derbideki hareketi
Marca’nın anketinde oy vermek için bağlantı.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Real Madrid 2-0 Atletico Madrid

Carvalho

Reyes, Atletico atağa kalkarken kendini yere bıraktığında topla buluşan oyuncu Carvalho ve 8 saniye sonra o ayağındaki top Atletico Madrid ağlarında olacak. -Fotoğrafta Atletico yarı sahasının içinde Real Madrid yarı sahasına en yakın olan oyuncu.-

Reyes’in takım atağa çıkarken yaptığı top kaybı Atletico Madrid’in 3 oyuncusunu oyundan düşürüyor. –Fotoğrafta Real Madrid yarı alanındaki Forlan, Agüero ve Atletico Madrid yarı alanındaki Simao.- Bu 3 oyuncuyu bir tarafa bırakırsak 8 saniyede hem de R.Carvalho’nun getirdiği topu Atletico Madrid savunmasının karşılaması çok zordu zaten. Di Maria’nın verdiği pasda Higuain’in dokunduğu topun Carvalho’nun önüne gitmesi ve onun da ofsaytın son çizgisinde olması da Real Madrid’in şansı. Jose Mourinho’nun takımı Di Maria-Ronaldo-Mesut-Higuain 4’lüsüyle 3. bölgede çok hızlı paslaşıyorlar. Dikine milimetrik paslar atıyorlar ve bir şekilde ofsayttan kaçıyorlar.

Mesut’un attığı mükemmel frikik golünden sonra zaten maçın gidişatı belli oldu. Real Madrid erken attığı gollerle maçı bitirirken Sanches Flores’in zaman zaman 4-2-4’e kaçan taktiğinden taviz vermemesi takdir hak eder mi? Dünya Kupası yorgunluğunu üzerinden atamayan ayrıca kafasını da Atletico Madrid’e bir türlü veremeyen Forlan’dan vazgeçip 4-3-3 oynayamaz mıydı? Belli bir seviyenin üzerinde takımlarla özellikle deplasmanda oynarken 4-4-2’nin orta ikilisi savunma katkıları keyfekeder olan Simao ve Reyes’in yükünü artık çekemiyor.

1289162421_extras_noticia_foton_7_0

Maç derbi havasından uzaktı. Hakem Lahoz’un maç 2-0’ken ilk yarı sonlarında vermediği penaltı da belki dönüm noktalarından biri olabilirdi.2002’de La Liga’ya döndüğünden beri Santiago Bernabeu bir tarafa Vicente Calderon’da bile galibiyeti olmayan Atletico Madrid’in; Godin ve Perea sakat, Forlan bu kadar formsuzken bu maçta galip gelmesini beklemek hayalcilik olurdu.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Zlatan vs. Onyewu



Zlatan'ın Milan'a geldikten sonra yarattığı 2.olay oldu Onyewu ile ettiği kavga. Daha önce durup dururken Strasser'e attığı tekme ile gündeme gelmişti yıldız futbolcu. Antrenmanda bu sefer ona karşılık verebilecek bir isime çatmış Zlatan. Resimlere bakınca anlaşılıyor zaten durumları. İlginç bir kapışma olmuştur. Bu kavganın üstüne Gazzetta'da bir çalışma yapmış bu ikilinin kavgalarına ait.