25 Mayıs 2009 Pazartesi

Tugi







Galatasaray'da yıllarca yana pas yapıyor, oyunu yavaşlatıyor diye hep eleştirilen Tugay Premier League kariyerine 10.yılının sonunda veda etti. Blackburn taraftarı için efsane statüsünde yer alan Tugay, Mark Hughes gibi bir oyuncuyla kıyaslanıyorsa bu iş tamamdır artık. Bugün WBA ile oynanan maçta tribündeki önemli bir seyirci kitlesinin üzerinde en üstteki resimdeki t-shirt ve suratlarında Tugay maskesi varsa bu duyulan saygıdandır. Orada durum öyleyken bizde gitmeden hemen önce durum nasıldı diye düşünmeden edemiyor insan. Bizim çok bilmiş futbol ulemalarımız daha yaşı 30 olan bir oyuncuya yaşlandı, koşmuyor vs demeyi kendilerine görev bellemişlerdi. Yöneticiler ise kendine klüp bul diye resti çoktan çekmişlerdi bile. Tugay hakkında aslında yapılan bir çok ayıp vardır bu ülkede, 25 yaşında saçma sapan haberlere itibar edilip 25 yaşında elinden kaptanlığı alınması, Tolunay gibi bir kalasa kendisinden daha fazla değer verilmesi, milli takımdan kesilerek 100+ milli olma onurunun elinden alınması vs vs ama bana göre en büyük ayıp ise Uefa kupasında çok emeği varken, o kupayı kaldıran kişilerin arasında yer alamamasıdır. Onca haketmeyen ismin olmasına rağmen Tugi'nin orda olmaması gerçekten benim için hep bir hüzün kaynağı olacak.

Birçokları için Nihat'lı Villarreal, Tuncay'lı Boro kadar Tugay'lı Blackburn olarak takımının ismini duyuramasada , yine de bu ülkenin adını en iyi temsil eden oyuncularından biri olduğu gerçeğini kimse değiştiremeyecek. En son röportajında teknik adamlık için stajını tamamlayacağını ve en alttan başlayarak bir yerlere geleceğini söyledi Tugi ve inanıyorum ki bu konuda da çok başarılı olacak. O zaman omurgasız medyamız peşinde koşar muhakkak, Tugay hoca diyerek adını baş köşelere koyacaklar kolpa transfer haberleriyle. Kumarbaz Tugay başlıklarından, kovun gitsin köşe yazılarından oralara gelirsek şaşırmayacağım, malum omurgasızların hüküm sürdüğü bir devirdeyiz artık.

Prekaziler, Uğurlar, Kovaçeviçler, Rambo Yusuflar, Simoviçler, Deli Hayrettinler'in ardında genç oyunculuğuyla, antremanlarda Prekaziyle beraber çalışmalarınla başlayan kariyerinde 1990'larda bizim için efsaneydi, 2000'lerde ise Blackburn'un efsanesi oldu ve bir dönem daha kapandı bizim için, delikanlı dönemimizin en güzel, en özel adamına bir kez daha selam olsun. Burada adın geçtiğinde içi ısınacak, ah be çok iyi adamdı diyecek birileri hep olacak.

2 yorum:

Berke B. dedi ki...

yalnız hakikaten yaşlanmış yahu..

Telif Hakkı dedi ki...

bırak da yaşlansın biraz artık :)