13 Mayıs 2009 Çarşamba

Beşiktaş 4-2 Fenerbahçe


Lig maçında seyircisinden masörüne kadar Beşiktaş cephesinde herkesin 3 puanı cepte gördüğü Fenerbahçe derbisinin izleri hala akıllardan silinmeden, iki takım bu kez kupa finali için karşı karşıya geldi. Oyunun ilk dakikalarında kupanın adresi ufak çaplı belli oldu aslında, Beşiktaş kupayı daha çok istediğini belli etti. Yusuf kalede acemi Volkan'ın olmasından dolayı piyango kazandı, Guiza diğer Beşiktaş maçlarında olduğu gibi gene golünü attı. Tabi bu iki golde her iki kalecinin hata payları golcülerden daha fazlaydı. 1-0'a kadar ve 1-1 olduktan sonra Beşiktaş'ın kendine güveni aslında iki takım arasındaki farkı çok net gösteriyordu. İkinci yarı başladığında ise İbrahim Üzülmez'i oyuna alan Mustafa Denizli taktik değişikliği yapınca ivme tamamıyle Beşiktaş lehine döndü. Bobo Volkan Babacan'ın hata yapmaya eğilimli görüntüsüne de güvenerek uzaktan iyi bir şut çıkardı ( ki tecrübeli bir kaleci o şutu çıkarırdı) Beşiktaş'ı öne geçirdi. Sonrasında ise Fenerbahçeli oyuncuların kaybettik artık diye bas bas bağıran oyunları, Beşiktaşın farkı daha da açmasına sebep oldu, Bobo, Holosko işbirliğiyle çalışılmış gelen gol ise seyir zevki açısından maçtaki bana göre en güzel goldü . Sondaki penaltı ise teselli ikramiyesi oldu. Tabi pozisyonun penaltıyla alakası bile yok. Skoru etkileyecek bir hata olsa o hakem açısından durum ne olurdu merak içindeyim. Bünyamin Gezer fark olmasına dua etmeli.

Maçın atmosferi ekrana gene berabt yansıdı. Atatürk Stadı zaten berbat bir stad, bir de üstüne tv çekim alanları da yetersiz olunca ortaya tv başında çok keyifsiz görüntüler çıkıyor. Lig tv'si olmayanlar için Melih Gümüşbıçak zulmünü de eklemek lazım. Bir de şu Yıldırım Demirören'e birilerinin artık kupa platformuna inmemesini söylemesi lazım. Koskoca klüp başkanısın yahu, bırak oyuncuların coşkuyla kutlamasını yapsın, bırak takım kaptanın kaldırsın kupayı. Senin orda ne işin var, kahvedeki yancılar gibi kupayı bir kenarından tutup kaldırmaya falan çalışıyorsun. Bırak sahada terleyen adam önce keyfini çıkarsın.

"Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, o kupayı beklediğimiz kadar."

Bir sene daha kupa esprilerine devam..

Hiç yorum yok: