16 Ekim 2010 Cumartesi

Milli Hezeyan

Üst üste gelen iki deplasman mağlubiyeti ile Türkiye spor kamuoyu karaları bağlamış durumda. Herkesin içinde tatlı bir umut olsa da Almanya’da kazanmamızın cok zor olduğunu biliyorduk. “Kardeş ülke” Azerbaycan deplasmanı ise adeta unutuldu. Nitekim o hengamede o maç da kaybedildi. Ama her şey bitti mi?

Hıncal Uluç’un yıldızı yok, tarihin en kötü Almanya’sı dediği Almanya’yı Castrol Ranking Avrupa Şampiyonasına gitmeye en yakın aday olarak göstermiş. Biz o listede 13. sıradayız. Yani birileri hala kupaya katılabileceğimize inanıyor, 2014’ün takımını kuralım diyenlerin aksine. Bu gruptaTürkiye, Almanya ile birincilik için yarışır diyenler hayal kuruyorlar-dı. Bunu söyleyenler 2010 Dünya Kupası elemelerinde Bosna-Hersek’in arkasında kaldığımızı ve kupayı evden izlediğimizi unutmuşlar. Türkiye’nin hedefi Almanya maçları hariç diğer maçları kazanıp en iyi 2.lik olmalıydı. Ama o tren de artık kaçtı. Yine de 2. olup Play-Off’a kalmak imkansız değil. Yeter ki kendimizi dev aynasında görmekten vazgeçelim.

2008 Avrupa Şampiyonasında 3. olduğumuzda hücumdaki oyuncularımız en iyi dönemlerini yaşıyorlardı. Nihat o kupadan sonra sakatlandı. İsviçre maçını Arda, Çek maçını Nihat aldı diyebiliriz. Nihat sakatlıktan sonra zaten bir türlü Nihat olamadı. Arda Turan ise kaybettiğimiz iki maçta da sakattı. Tuncay, Stoke City’de tribünde taraftarlık yaparken o turnuvada 3 golle Türk milli takımının en çok gol atan oyuncusu Semih, önce Güiza’nın sonra Niang’ın arkasında paslandı. Yani o turnuvanın gol ayakları artık formda değiller. Onların formda olması önemli çünkü Milli takım dahil hiç bir Türk takımı uluslararası arenada defans yaparak ya da kontrollü oynayarak maç kazanamaz, kazanamadı. *Lucescu’nun takımlarını ayrı tutalım. Yani hücum oyuncularımız kötüyse maç kazanamayız.

Hiddink’ten göreve gelirken herkesin kendine göre bir beklentisi vardı. Benim beklentim milli takımdaki olduğu söylenen adam kayırmacılığını bitirmesiydi. Ama Terim giderken onun ekibinin kalmasıyla bu mümkün müydü? Ya da mümkün mü? Aday kadroyu Oğuz Çetin’in listelediği söyleniyor ama bu çok ağır bir iddia. Böyle bir şeyi Hiddink kabul eder mi? Bunu da size bırakıyorum. Ama Hiddink’in Türk futbolcuları tanımadığı açık. Sabri’yi Almanya maçında sol bek oynatması Müller’in içe kat ederek tehlike yaratmasını engelleme amacını taşıyormuş. Mantıklı bir gerekçe ama bizim oyuncular rakibe göre oynamayı bilmiyor. Hiddink’in daha çok hücumu düşünen bir takım kurması gerekiyor. Oyunu kontrol etmek, sistemli atak yapıp gol atmak tam da bizim tarzımız sayılmaz.

5 aylık bir ara olacak. Kadroda revizyonlar olabileceği söylenebiliyor. Görünen o ki Hakan Balta, Semih Şentürk, Tuncay Şanlı ve Nihat Kahveci özellikle topun ağzındaki isimler. Zaten formsuz ve takımlarında bile kısıtlı süre alan oyuncuların mutlaka tasfiyesi gerekiyor. Yeni takım Arda Turan, Mehmet Topal, Nuri Şahin, Gökhan Gönül ve Mevlüt Erdinç gibi isimlerin üzerine kurulmalı. Mesut Özil Almanya için oynamaya başladıktan sonra gurbetçi oyunculara taktık kafayı. Hiddink Mehmet Ekici, İlkay Gündoğan ve Jean Paul Karacan’ı milli takıma davet etmeyi düşünüyormuş. Taner Yalçın ve İlkay Gündoğan zaten Türkiye milli takımı için oynamayacaklarını açıkladılar. Mehmet Demirkol’un dediği gibi bırakalım artık bunları. Orada 3 milyon var burada 70 milyon…

Hiç yorum yok: