22 Ekim 2010 Cuma

Beşiktaş 1-3 Porto

Yeni Beşiktaş yazısında Schuster’in takımının son dakikaya kadar gol aradığını yazmıştık. Nitekim son 2 maçta bunu gördük. Dünkü maç özelinde de sahada eksiklere rağmen iyi bir Beşiktaş vardı. Eksik derken sadece Guti ve Quaresma’yı düşünmemek lazım. Dünkü Beşiktaş 18 kişilik kadroyu bile tamamlayamamıştı. Schuster’in dediği gibi grupta favori Porto. Infstroda Sport’un haftalık yayınladığı Euro Club Index’te Porto 6.yken Beşiktaş ise 62. sırada. Ama İnönü’deki maç için her Beşiktaş’lı gibi benim de umudum vardı. Taraftar son zamanlardaki en iyi performansını gösterdi zaten bu inanmışlıkla.

Saha içindeki futbolcular da oldukça iyi oynadı. Maça bakıldığında kesinlikle 3-1’i hak eden bir oyun oynamadı Beşiktaş. Ama Porto oynadı. 10 kişi kalmalarına rağmen disiplinlerini kaybetmediler. Klasik bir 4-4-2 oynadılar. Orta sahada savunma yönü kuvvetli Fernando ve box to box denilen oyunun iki yönünü oynayabilen tekniği de iyi Moutinho ile ikili orta saha. Kanatlarda tekniği yüksek oyuncularla sahadalardı. Yalnız burda Rodriguez ve Beluschi klasik kanat oyunculardan ziyade forvet arkası oyuncuları gibiydi.

Hulk+Falcao ] Bobo+Nobre+Nihat… Falcao sadece 45 dakika oynamasına rağmen yakaladığı 2 pozisyonda golü buldu. (Birini yardımcı vermedi.) Hulk da ikinci yarıda girdiği iki pozisyonu gol yaptı zaten. Bu adamın hem böyle cüsseli, güçlü olup hem de çabuk hızlanması şaşırtıcı. Diğer taraftan özellikle Nihat ilk yarıda, geldiğinden beri oynadığı en iyi oyunlardan birini oynasa da girdiği iki net pozisyondan sonuç alamadı ki maçın dönüm noktaları arasına girer ikisi de. Yine de oyun olarak yorulup oyundan düşene kadar çok iyi oynadığını söylemek gerek. Attığı paslar, yaptığı koşular muazzamdı. Kendini atıp sarı kart görmesini, sonra bir de itiraz etmesini beğenmedim, bunları yavaş yavaş atıyor üzerinden ama.

Hakan Arıkan yan top zaafını yine gösterdi. İyi bir çizgi kalecisi. Ferrari nasıl Schuster’in sistemine uygun bir oyuncu değilse Hakan Arıkan da bu sistemde oynayacak bir kaleci değil. Kaleden çıktığı zaman hata yapıyor çıkmayınca da 2. goldeki gibi savunma arkasına atılan toplar sıkıntı oluyor. Özellikle bu konuda kendini geliştirmezse Schuster sonunda vazgeçecek sanırım ondan. Geldiğinde bu adam bekte de olmayacak herhalde dediğim Hilbert ise beke iyice oturdu. Özellikle kanatsız oynayan Beşiktaş’ta ileri çıkmaktan korkmayan bir bekin oynaması gerekiyor. Hilbert’te ciğer var. Çok fazla ileri çıkmasına rağmen defansta da bu maçta açık vermedi. Tabii oyunun büyük bölümünde kontrolün Beşiktaş’ta olmasının da bunda etkisi vardır. Yalnız Hilbert’te bir sorun var ki; o da ileri çıktığında yaptığı ortalar. Herhalde İbrahim Üzülmez gibi o da Beşiktaş’ta orta yapmayı öğrenecek. Umarım onun kadar beklemez.

İlk golde Hakan Arıkan’ın hatalı çıkışı ikinci golde Zapotocny’nin bir anlık uyuması nedeniyle bu maçı kaybettik. Sonucu bu iki bireysel hata belirledi. Schuster gol atmak için Zapo’yu çıkartıp Ali Kuçik’i alarak hücum düşüncesi abartınca doğal olarak Hulk affetmedi. Zaten hemen Ersan Gülüm’ü alarak maçın 4-5 olmasını engelledi bir anlamda. Fernando ve Maicon kırmızı kart gördü. İkinci yarıda Maicon’un yerine geçen Otamendi hatasız oynadı. Fernando yerine kimi oynatırlar bilmem ama Porto’nun oyununu çok etkilemez bana göre. İspanyol hakem 3’lüsü çok garipti. Falcao’nun attığı gol gayet nizamiydi, vermediler. Daha sonra aynı yardımcı ikinci yarıda Nobre ve Bobo’nun iki benzer pozisyonunda da faul çaldı. Fernando’nun ilk sarısı da ucuzdu, zaten o yüzden topu yere vurmasını görmezden geldiler. Ama ikinci sarı doğruydu. Bizim açımızdan çok fark etmedi. Porto’yu daha çok etkiledi hakem.

Son olarak Rapid Wien’in deplasmanda kazanması iyi olmadı. Şimdi bir dahaki maçta içeride de kazanırlarsa bizimle puanı eşitlerler. O dakikadan sonra, umarım eller ayaklar birbirine dolanıp çıktık artık dediğimiz bir grupta sıkıntı yaşamayız.

Hiç yorum yok: