14 Nisan 2009 Salı

Bye bye Liverpool


Başlık bana ait değil, maçı seyreden herkes başlığı görünce direk neyi kastettiğimi anlayacaktır, onu değerlendirmeyi sona sakladım.

Son zamanlarda oynanan maçlar içinde tartışmasız en heyecanlı,en aksiyon dolu maçını izledik. Tek kelimeyle inanılmaz bir mücadele vardı sahada ve bir futbolsever olarak sahada olan her iki takıma da şükranlarımı sunuyorum. Haftasonu sözde dünya derbisinde oynanan oyunu gördükten sonra bu adamların işine saygısına bir kez daha hayran kaldım. İlk maç 1-3 sonuçlandıktan sonra ikinci maçta kontrollü bir oyun bekleyenler ilk yarım saat itibariyle donup kaldılar. İnanılmaz bir Liverpool vardı ve Chelsea sadece tutunmaya çalışıyordu ve skor da 2-0'dı. Rüzgar gibi geçen ilk yarının ardından Liverpool kendisine tur için yetecek skoru bulmaya bile birkaç kez yaklaştı fakat olmadı. İkinci yarı başlarken bu rüzgarla konuk takım turu alır gider diye düşünülürken bu sefer de tam tersi oldu. Chelsea Reina'nın ikramıyla 1-2'yi yakaladığında hem bir tarafta turu, bir tarafta da güvenini geri aldı. O dakikalardaki Pool'un paniklemesini iyi değerlendirip baskı kurdular. Drogba frikikte uyardı aldırmadılar, "1" dolarlık Alex skoru 2-2'ye muhteşem bir vuruşla taşıdı. Uğur Önver cehalet timsalisin.. Neyse bunu sonda yazacam .

Maçın son 15 dakikasına girilirken Lampard çok iyi araya girerek takımını öne geçirirken bir çok kişi tamam artık bu maç bitti diyordu. Ama gene beklenildiği gibi olmadı. Liverpool'a en azından 5-3'lük bir skor gerekiyordu ve bunu bulmaları için küçük çaplı bir mucize gerekiyordu. O da oldu, 81. dakikada Lucas'ın topu Essien'e çarpıp içeri girdiğinde berabere biter diyenler, iki dakika arayla bir kez daha heyecan fırtınasına kapıldılar. Kuyt defansın gafletinden yararlanıp skoru 4-3'e getirdiğinde bir gol Liverpool'a tekrar tur kapısını aralıyordu. İstanbul ruhu eğer bir gol daha gelseydi ciddi anlamda gerçeğe döner ve Liverpool gerçekten binbir gece masalları tadında bir son yaşardı ama Lampard bu gece benim dedi ve muazzam derecede şık bir gol attı.
Şu maçı seyrettiğim için şanslı hissediyorum kendimi, hele ki pazar günü yaşanan rezaletlerden sonra. Maçla ilgili tek üzüntüm ise Cech'in kalecilik vasıflarının gittikçe gerilemeye başladığının artık çok net belli olmasıydı. Geçirdiği tramvadan sonra kendini hiç toplamadığı gibi aksine son sürat geriye doğru gidiyor.


Tabi böyle bir maçta taktik savaşlarının konuşmaması beklenemezdi. İki usta antrenör takımlarını oyunda tutabilmek ve turu alabilmek uğruna çok iyi hamlelere imza attılar ve oyuna direk etki ettiler. İlk yarıdaki rüzgarı dindirmek adına Kalou'yu çıkartıp Anelka'yı alan Hiddink ne kadar isabetli karar verdiğini Anelka'nın direk assistiyle gösterdi. Mashcerano'yu çıkartıp Riera'yı alan Benitez de nazire yaptı ve Riera'da yaptığı ortayla bir assiste imzasını attı. Taktik elbette önemli ama şu maçta bu kazanma azmini, mücadele gücünü ve pes etmemeyi takımlarına aşılayan bu iki adama da teşekkür edelim.

Gelelim sana; Uğur Önver sen nasıl bir insansın arkadaşım? Böyle bir cehalet, anlatım özrünün tasviri mümkün değil. Bülent Ülgen'i kimse geçemez saçmalama konusunda diyordum ama bu gece bunu da yaşattın bize. İki karambol topuna organize pozisyonlar bunlar, maç içinde 154545 kere İstanbul ruhu lafı, organize penaltı derken ilk şoklarmış bunlar geç anladık.

Kuyyttttttttttttttttttttt çekkkkkkk diye karate filmlerinde gözüken bir tepkiyle televizyon karşısında irkildik ufaktan sonrasını madde madde yazayım aklıma geldiğince .. şaka değil gerçek bunlar
- Kalp atışlarımız hızlanıyor
- Drogba bir santrafor gibi
- Maç 2-0 ve bu sinsi bir skor
- Atış yapılırken baraj zıplasın diyor dikkat edin önemli bir detay derken goollll ( top auta çıkmış bu arada kale vuruşu kullanılıyor) ehuhe değilmiş, futbolun içinde böyle illüzyonlar da var
- 1 dolarlık Alex golü attı. Evet bin değil, milyonu yok sadece 1 dolar. Yanlış anlamayın Bosman kanunu gereği 1 dolar'a Chelsea Alex'i transfer etti. ( Çalışma izni olmadığı için Chelsea'nin anlaşmalı olarak PSV'ye verdiğini bilmiyor, hadi onu geçtim Bosman kanunu nedir?)
- Mişeyil Ballack bugün çok kötü sanırım hala Podolski'den yediği tokatın etkisinde ( burdaki Mişeyil tamamen spikerin haltı benle alakası yok)
- Babel'i yanına çağırdı Benitez, sanırım köşede biraz sohbet edecekler. ( N'Gog oyuna giriyor)
- Geçmiş olsun geçmiş olsun, bye bye Liverpool

Bu nedir be arkadaşım? Bize de yazık değil mi yahu? Maç sonunda star TV 0-212-478 07 87 numaradan aradım şikayet ettim. Telefonları susmamış Star Tv'nin müşteri temsilcileri bile sinirlenmiş artık bu duruma mutlaka ileteceğiz dediler, bakalım belki işe yarar.

Son cümle de ekşisözlükten gelsin konuyla alakalı...

"Sayesinde Bülent Karpat gözümde kaşgarlı Mahmut mertebesine ulaşmıştır"

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

Çocuk Torres topa adam gibi vuramadı gibi bir sallamasıda vardı maçın ilk dakikalarında.

Bana aşırı bir Liverpool antipatisi taşıyormuş hissi hakim oldu özellikle ikinci yarıda.

Yanlız bu adamları İlker Yasin işe alıyorsa kendisi dahil altındaki herkesi kovarım. Ersin Düzenler, Emre Tilevler, Sabri Urganlar yetmiyordu birde bunlar peydah oldu.