15 Ekim 2008 Çarşamba

Estonya 0-0 Türkiye

3 puanı kesin gördüğümüz bir maç ve yine kaybedilen 2 puan. Grubun en zayıf takımı olarak gösterilen Estonya karşısında 2 puan bırakarak büyük bir avantajı da bırakmış olduk. Moldova-Malta gibi takımlara puan bırakmak nasıl bir takım olduğumuzu anlatıyor bize.Her an her sonucu alabiliyoruz. İlk maçta çıkan kadroya göre değişiklikler vardı. Tek forvet çıktık. Orta sahada Nuri Şahin vardı Batuhan’ın yerine, ilerde ise Mevlüt’ün yerine Halil’le başladık. Gol yemeden atamadığımız gibi bir klasik hastalığımızda ilk yarıları çöpe atmak. İlk yarıda takım mücadele etmekten kaçındı, Estonya’nın doğal olarak gösterdiği oyun içi sertliğe karşı hiçbir karşılık veremedik. Yakaladığımız pozisyonlara bakarsak, Halil ve Hakan Balta’nın pozisyonları çok iyi hazırlanmış pozisyonlardı. Hakan Balta’nın o pozisyonda yapabileceği bir şey yoktu ama Halil’in o rahat pozisyonda golü yapması lazımdı.

Son vuruşların bu kadar kötü yapılmasına, rakip takım kalecilerinin kahraman olmasına Galatasaray taraftarı olduğum için alışığım ama yazık bu kaçan pozisyonlara. Bu tarz rakiplere karşı oynarken ilk golü attığın anda rahatlarsın, sonra gerisi gelir zaten. Yusuf, oyuna girdiği andan itibaren sürekli olumlu işler yaptı ama kaçırdığı gol onun yeteneğinde,tekniğinde bir adama yakışmadı. İspanya bugün liderliği benim gözümde garantiledi. 86’da Villa’nın attığı golle 1-0 geriye düştükleri Belçika maçını 2-1 kazandılar. Grup lideri olarak puanlarını 12’ye çıkardılar. Belçika 7 puanda biz ise 8 puanla şu an 2.sıradayız. Önümüzde çok zor bir fikstür var. Belçika-Bosna ve İspanya deplasmanlarına gideceğiz. 2008 yılını Milli takım anlamında bitiren maçtı bu maç. Grupta fikstür dezavantajına rağmen 2.ci sıra için en büyük aday biziz. Diğer gruplara şu an için bakmadım ama bu kadar puan kaybıyla beraber en kötü 2.ci olup elimiz boş kalabiliriz.

Hiç yorum yok: