31 Mayıs 2010 Pazartesi

Mourinho'nun 11'i

Jose Mourinho imzayı attıktan sonra takıma yapılmasını istediği takviyeler konuşulmaya başlandı. De Rossi ve Maicon isimleri öne çıkıyordu zaten Inter kupayı aldığı günden beri. As'ın ilk sayfaya taşıdığı habere göre Jose 4 isim istemiş. Bu isimler Maicon ve De Rossi'nin yanında Kolarov ile Arjantinli Di Maria. Maicon'un transferi sonrası Ramos'u göbekte oynatmayı düşündüğü yazılmış ayrıca. Bu transferlerin yanı sıra elde bulunan alternatiflerle oldukça geniş bir kadroya sahip olunacak. Bana göre ilk öncelik ''gerçek'' bir sol bek transferi olmalıdır Real'de.

Edgar Davids Street Soccer Tour


Yeşil sahaların en dikkat çeken isimlerinden birisiydi Davids. Gözlükleri, saçları ve oyunuyla nerede oynasa kendisini fark ettiriyordu. Ülkemizde adı en son Kocaelispor'a transfer olacağı şeklinde geçmişti. Youtube'da gezerken sokak futbolu vesilesiyle bir tura çıktığını gördüm. 18Mayıs'ta Amsterdam'dan başlayan turu 4 Haziranda Güney Afrika-Cape Town'da son bulacak Davids'in. Yanına aldığı 8 ünlü sokak futbolcusu ile ülke ülke dolaşıp gittikleri ülkenin en iyileriyle maçlar yapıyorlar.

Şimdiye kadar gittikleri ülkeler arasında İngiltere-Fransa-Senegal-Kenya ve Gana yer alıyor. Son durak Güney Afrika. Hollanda'da Ryan Babel, İngiltere'de Essien gibi isimler Davids ve arkadaşlarını izlemek için ziyarette bulunuyorlar. Videolardan bazılarına baktım; bazen karşıdaki rakiplerin futbol aşkını öldürecek hareketlerde bulunuyorlar tabi güzel anlamda. O çalımları yedikten sonra futbol aşkı sönebilir insanın. Efsane hareketler var. Youtube üzerindeki sayfalarında videolar, takım oyuncuları hakkında bilgiler ve tur programı yer alıyor.

Youtube Sayfası için; tıklayın...

30 Mayıs 2010 Pazar

2010 Güney Afrika



Dünya Kupası heyecanının başlamasına çok az bir süre kaldı. 12 gün sonra açılış maçıyla bu heyecan start alacak ve 11 Temmuz'da son bulacak. Bizim için oldukça buruk geçecek 1 ay olacak. Her maç sonrası bizde burada olmalıydık lafını kullanacağız büyük olasılıkla, aynen 2006'da olduğu gibi. Gruplar hakkında yazmaya başlamadan önce genel bilgilere göz atalım kupa ile ilgili ;

- Dünya Kupası organizasyonunun Afrika'ya verileceği açıklandıktan sonra kazanan ülke 15 Mayıs 2004 tarihinde Sepp Blatter tarafından duyuruldu. Final aşamasına üç ülke kalmıştı. Güney Afrika, Fas ve Mısır. 14 oy toplayan Güney Afrika 2010 Dünya Kupasını düzenlemeye hak kazandı.

- Maçlar 9 şehir, 10 ayrı stadyumda oynanacak. 5 stad sıfırdan inşa edilirken 5 stadda ise iyileştirme çalıştırmaları yapıldı bu süre içerisinde. Açılış maçı ve final maçı Johannesburg'da yer alan Soccer City stadyumunda oynanacak. Stadlar hakkında ayrıntılı bilgi için ; tık...

- Turnuvanın maskotu Zakumi isimli leopar oldu. Çok başarılı bir maskot değil aslında. Adının anlamı için yapılan açıklama ise Güney Afrika'nın uluslararası kısaltması olan ZA ve Afrika dillerinde 10 anlamına gelen Kumi'den geldiği şeklinde oldu.


- Turnuvanın resmi topu ise Adidas tarafından üretilen Jabulani olacak. Kaleciler yaptıkları açıklamalarda topu beğenmediklerini söylemişler, son olarak Casillas bu açıklamayı yaptı. Her turnuva öncesi yapılan klasik açıklamalardan diyebiliriz bu topu beğenmeme olayını. Tabi şut sonrası topun hareketlerinin kalecileri zorladığı gerçeği var yeni nesil topların. Jabulani'nin yapım aşamasını Youtube'dan izleyebiliriz ; Tık ....

- Turnuvanın resmi şarkısı Shakira'nın söylediği Waka-Waka(This time for Africa). Aslında Coca-Cola'nın reklamlarında kullandığı ve K'naan'ın söylediği Wawin Flag şarkısı daha güzel giderdi This Time for Africa yerine.

- 2006'da yaşadığımız Kanal 1 faciasından sonra bu sefer Dünya Kupası Trt1'e geri dönüyor. Hakkını vererek yaparlar umarım yayınları, Kanal1'den kat kat daha kaliteli yayınlar yapacağı garanti gerçi. En azından Ntv ekibinden birkaç isimi yanlarında götürürler maç anlatımı için.

28 Mayıs 2010 Cuma

Espn World Cup 2010



Espn, Dünya Kupası için her takıma ayrı posterler hazırlamış. Toplam 33 adet. Harika çalışmalar var aralarında. Özellikle İspanya ve İtalya'yı çok beğendim ben. Ben bazılarını seçip koydum. Danimarka, Fransa , Japonya , Meksika için yapılan çalışmalarda oldukça başarılı olmuş. Şu turnuvada olamamak şu posttan sonra biraz daha üzüyor insanı. Abd'de okul takımı sahalarına benzeyen yerlerde oynanan hazırlık maçlarını izliyoruz geri sayımı kendimiz için yapacağımıza.

Bütün çalışmalar için ; tık
Facebook üzerinden albüme erişmek için ; tık

25 Mayıs 2010 Salı

JM'den Materazzi'ye Veda



Maç sonrası Materazzi'yi görüp yanına geliyor ve videodaki görüntüler ortaya çıkıyor. Oyuncusuyla beraber ameliyata girmiş bir teknik adam Jose. Çalıştığı oyuncuların onu bu kadar sevmesi Jose'nin ve çalıştırdığı takımların başarılarının sırlarından birisi. Basın önünde nasıl gözükürse gözüksün, saha dışında yaşananları hakkında yeni kitaplar çıkana kadar tam olarak öğrenemeyiz ama bu görüntü biraz olsun bilgi veriyor bize.

Videoyu göremeyenler için, link burada.

23 Mayıs 2010 Pazar

Jose Real'de



Inter'de görev tamam.


Sıradaki Hedef İspanya...

Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Inter



- İtalya Ligi, İtalya Kupası ve en sonunda Şampiyonlar Ligi. Jose ve takımı sezona damgalarını vurdular. Jose, bu sene yaptıklarıyla artık tartışılamayacak bir konuma gelmiştir benim gözümde. Çıtayı o kadar yükseltti ki kendisi için ilk mağlubiyetinde Jose yenildi diye şaşırtacak artık bizi. Portekiz-İngiltere-İtalya alınacak ne kadar kupa varsa aldı bu adam. Football Manager'da yapması zor olan olayları, gerçek hayatta yapıyor. Şimdi sırada İspanya ve Barcelona engeli var.

- Zaragoza'da tanıdığım Milito, küme düştükleri sezonun ertesinde Genoa'ya geri döndü. Genoa'da geçirdiği ilk sezonun yarısında Real Madrid'in istediği söyleniyordu. Sezon sonunda ise Inter'in yolunu tuttu Arjantinli. Zaragoza'nın küme düştüğü sezon ve önceki sezon ki kadrosu oldukça sağlam, izlemesi keyif veren bir kadroydu. Defansta kardeş Milito, Pique, Aimar, D'alessandro, S.Garcia, Diogo vs.. 2.sene Pique ve G.Milito takımdan ayrıldı ama o Zaragoza kadrosunun sezon başında küme düşeceği söylenilse kimse inanmazdı herhalde. İtalya Kupası finali, ligin son maçı ve Şampiyonlar Ligi finalinde atılan goller. Milito'dan mutlusu yoktur herhalde.



- Zanetti, 700.maçında Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdı. Inter'in efsane kaptanı hak ediyordu bu sevinci. Milito, Messi, Aguero, Higuain. Arjantin Milli takımının ileri ucunda kim oynayacak Maradona'nın işi çok zor bu konuda. Fakat Cambiasso ile Zanetti'nin o kadroda olmamasını hala anlayamıyorum özellikle geçirdikleri bu sezondan sonra.

- Sneijder ve Robben'i izleyen Perez bir yerde yanlış yaptık demiştir maçı izlerken. Kaka, transferi sonrası Sneijder'in gönderilmesini anlamıştım ama Ramos döneminde takımın en iyisi olan Robben'in gönderilmesine anlam veremediğimi daha önce defalarca belirtmiştim. Bu moral bozukluğu maç sonu yeni hocasının elini sıkarken geçmiştir.

- Eto'o 5 sene içinde 3.kez Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırıyor. Sadece son 2 seneyi göz önüne alsak çoğu futbolcunun hayallerini süsleyen bir kupa koleksiyonuna sahip oldu Kamerunlu. Geçen sene Barca'da bu sene Inter'de oynadığı tüm kulvarlarda kupaları kaldıran taraftaydı.


20 Mayıs 2010 Perşembe

İspanya Kadrosundan Gidenler


De Gea - Diego Lopez - Azpilicueta - Senna - Negredo - Guiza ve Cazorla. Bu 7 isim Del Bosque'nin 23 kişilik kadrosunda kendilerine yer bulamadılar. Busquets'in kadroda kalması ve Negredo'nun gönderilmesi dışında şaşırtan bir karar olmadı beni. Torres ve Villa'nın alternatifleri Pedro ve Bilbao'lu forvet Llorente olacak turnuva boyunca. Valdes, ilk kez böylesine büyük bir organizasyonda Milli takımda kendisine yer buldu. Yine çok ters olaylar olmazsa oynama şansı bulamayacak ama bu bile gelişmedir kendisi adına.

23 kişilik kadro şu isimlerden oluştu ;

Goalkeepers: Iker Casillas (Real Madrid), Jose Manuel Reina (Liverpool), Víctor Valdés (Barcelona).

Defenders: Joan Capdevila (Villarreal), Carles Puyol (Barcelona), Gerard Pique (Barcelona), Raul Albiol (Real Madrid), Sergio Ramos (Real Madrid), Álvaro Arbeloa (Real Madrid), Carlos Marchena (Valencia).

Midfielders: Xabi Alonso (Real Madrid), Sergio Busquets (Barcelona), Xavi Hernandez (Barcelona), Andres Iniesta (Barcelona), Cesc Fabregas (Arsenal), Javi Martínez (Athletic).

Forwards: Jesus Navas (Sevilla), David Silva (Valencia), Juan Manuel Mata (Valencia), Fernando Torres (Liverpool), David Villa (Barcelona), Pedro Rodriguez (Barcelona), Fernando Llorente (Athletic).

David Villa Barca'da



Geçen sezon ayrılması bekleniyordu Villa'nın Valencia'dan. Fakat ne Real'in ne Barca'nın teklifleri kabul görmedi Valencia cephesinde. Bunun üstüne Barcelona, Ibrahimovic hamlesini devreye soktu. Zlatan, sezonu oynadığı kulvarlarda 21 golle kapasa bile sezonun özellikle ikinci bölümünde vasatın altında bir performans sergiledi ve son zamanlarda iyice gözünden düştü Pep'in. Zlatan'ın çok daha düzgün bir performans sergilemesini bekliyordum Barca'da. Fakat İtalya'da gösterdiği performansa yaklaşamadı bile bu sene içerisinde. Villa transferi sonrası Barca cephesinde Zlatan'ı satma çalışmalarının başladığı yazıldı. Zlatan'ın bundan sonraki durağı İngiltere semaları olur gibi. Gitmezse eğer, Villa-Zlatan-Messi üçlüsü kağıt üstünde harika gözüküyor ama saha içerisinde uyum sağlayabilir mi bu üçlü. Uzun bir dönem var gelişmeleri takip edeceğimiz.

Barca cephesinde ufukta gözüken diğer isim ise Fabregas.

18 Mayıs 2010 Salı

Mehmet Topal-Valencia



Galatasaray'ın örümceği artık Mestella semalarında işini yapmaya devam edecek. Geçen sene kendisine gelen teklifler Adnan Polat tarafından kabul edilmemişti, Avrupa'da kupa almadan gidemezler açıklaması yapılarak. O dönemde gitmesini kimse istemiyordu ortaya koyduğu performanstan ve yerine alınabilecek isimlerin maliyeti dolayısıyla. Eninde sonunda gidecekti birileri ve ilk giden hemde üst düzey bir takıma giden isim Mehmet oldu. Saha içindeki ve dışındaki davranışlarına bakarsak Mehmet'in başarısız olmasını isteyecek hiç kimse yoktur. Hiçbir zaman sesini çıkarmadan, herhangi bir olaya karışmadan elinden geleni yapmaya çalıştı. Inamoto ile aynı gün imza atmışlardı. O zaman öne çıkan isim kayıp Japon ön liberoydu. Zaten bir anda kendisini Anfield'da buldu Mehmet. Kayıp geçen sezonun ardından sonra karşısına Linderoth çıktı. Linderoth'un sakatlığı sayesinde kavuştuk Mehmet'e. Oynadığı futbolla şampiyonluğun en büyük pay sahiplerinden birisi oldu. Zaman zaman kestiği rakip ataklarla, çaldığı toplarla hayran bıraktırdı kendisini. Öz güveni tamdı, deniyordu en azından bu dönemlerde.

Bu sene ise takımdaki çoğu isim gibi büyük bir düşüşe geçti. Buna Rijkaard'ın oyun sisteminin etkisi veya Avrupa'ya gidememesi diyebiliriz. Mehmet'in bu seneki en büyük eksikliği, öz güvenini yavaş yavaş kaybetmeye başlamasıydı. Zaman zaman top almaya bile çekinerek geliyordu, rakibin arkasında kalıyordu. Doğal olarak topu ileri uca aktaracak kişi bu görevi yapamayınca kopukluklar çıkıyor ortaya. Ayağına top alıp, daha ilk hatalı pası attığında çıkan homurdanmaların etkisi de var tabi güven eksilmesin de. Denemelerini azalttı, daha basit yakına oynamaya başladı top ayağındayken. Bizde kalmaya devam etseydi daha geriye gidecekti Mehmet homurtulardan dolayı. Mehmet'in bana göre düzeltmesi gereken aksaklığı ise yanında birisiyle oynuyorsa defansın-iki stoperin arasına çok gömülüyor. Tek oynadığı dönemde ortaya çıkmayan bu arızasını gidermesi gerekiyor.


Kariyerinin en vasat performanslarından birisini sergilediği sezonda, bu sezonu La Liga'da 3.bitirmiş Valencia'ya transfer oldu. Onun potansiyelini hem biz, hem kendisini takip edenler iyi biliyorlar. Valencia, Villa-Silva gibi iki önemli isimi kaybedecek büyük olasılıkla yazın. Hatta Laporta, Villa transferinde birkaç küçük sorun kaldı diye demeç verdi. Valencia'nın yeniden yapılanacağı bir dönemde efsane Baraja'nın yerini alacak gözüyle bakılan Mehmet önemli bir isim olacak Mestella için. Galatasaray içinde önemli bir sınav olacak Mehmet'in gidişi. Galatasaray'ın en büyük açığı ön libero mevkisinde elindeki en değerli isim artık yok. Onun yerine konulacak adam gelecek sezonun hedefleri ile doğrudan alakalı olacak.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

İspanya'da Şampiyon Barca


- Sürpriz olma olasılığı yoktu zaten İspanya'da. Geçen hafta Sevilla maçıyla beraber olay belli olmuştu. Vallodolid'in Nou Camp'tan puan koparmasını bekleyen yoktu. Bizim ligin maçları yüzünden arada kaynadı İspanya ama kendi evinde Vallodolid'i 4-0 yenerek şampiyonluğa ulaştı Barcelona. Real Madrid ise Malaga deplasmanından 1-1'lik skorla döndü. Barcelona, 99 puanla ligi bitirirken Real ise 96 puanla kapadı sezonu. Bu ikilinin en yakın takipçileri Valencia ise 71 puanda. La Liga için hiç güzel bir durum değil ortaya çıkan bir tablo. Uzun süre bu şekil devam edeceğe benziyor, şu anki görünümleri ve iki takımın yaz sezonu yapacağı hamleleri göz önüne alırsak.

- Yeni kurulan bir takım olarak görebiliriz bu sezonun Real Madrid'ini. Perez dönemi, yeni yapılan transferler ve yeni bir hocayla sezona başladıktan sonra alınan 96 puan lig için önemlidir. Fakat kupada alınan Alcorcon hezimeti ve ŞL'de Lyon'a elenilmesi Pellegrini'nin ipinin çekilmesi için çok yeterli. Belki şampiyonluk kurtarabilirdi Pellegrini'yi ama artık kalması yaz döneminin en büyük sürprizi olur. Ronaldo'nun yeni geldiği bir ligde gösterdiği performans ve Real'i taşırken sergilediği karakter kendisi adına çok önemliydi.

-Barcelona'da Messi sezonu 47 golle kapadı. Bu gollerin 34 tanesi La Liga'da geldi. La Liga'da gol kralı olmasının yanı sıra Altın Ayakkabı'nın sahibi olacak Arjantinli. Barcelona tarihinde bir sezonda 30 golü geçen 5.oyuncu oldu ayrıca. Diğer 4 isim ise, Mariano Martin, Romario, Ronaldo ve Eto'o.


- La Liga'da bir başka ödül olan ve kalecilere verilen Zamora ödülünü ise Victor Valdes kazandı. Zamora ödülü Ricardo Zamora adına ligin en az gol yeme ortalamasına sahip kalecisine verilen bir ödül. Daha önce blogda bahsetmiştik zaten. Victor Valdes, oynadığı 37 maçta 24 gol gördü kalesinde ve 0,65'lik bir ortalama yakaladı. En yakin rakibi Casillas ise 37 maçta 34 gole engel olamadı. Valdes, bu ödülü 3.kez kazanıyor.

- La Liga'da Şampiyonlar Ligi'ne 4 takım gidiyor. Barcelona-Real Madrid ve Valencia'nın yanı sıra dün gece son dakikada bulduğu golle Mallorca'yı saf dışı bırakan Sevilla seneye Şampiyonlar Ligi'nde olacaklar. Avrupa Ligi'ne ise Mallorca-Getafe ve Atletico Madrid katılacak. Küme düşen 3 takım Valladolid-Tenerife ve Xerez oldu.

16 Mayıs 2010 Pazar

Inter Şampiyon


- İtalya'da son haftaya kalan şampiyonluk düğümü çözüldü. Inter, deplasmanda Sıena'yı 1-0 ile geçerek şampiyonluğunu ilan etti. Üst üste 5, toplamda 18. şampiyonluğunu kazanmış oldu bu sayede Inter.

- Roma, Chievo önünde Vucinic ve De Rossi'nin harika füzesi ile işi ilk yarıda bitirince tüm gözler Siena-Inter maçına çevrildi. Ekdal ve Maccarone ile 2 kez çok tehlikeli bir şekilde Inter kalesinde tehlike yarattı Siena ilk yarıda. Birde son anlarda Julio Cesar'ın heyecandan-stresten elinden kaçırdığı bir pozisyon var. Onun dışında Inter tüm oyunu rakip yarı alanda oynadı. Eto'o-Milito-Cambiasso ve Balotelli ile kaçan pozisyonlardan sonra Milito skoru tayin etti ve Inter'i şampiyonluğa ulaştırdı. De Rossi'nin golünü kaçırmayın...

- Cambiasso ve Zanetti ikilisi yine harika bir oyun ortaya koydular 90 dakika boyunca. Zanetti, Chivu girene kadar sol tarafta geçit vermedi, Chivu girdikten sonra ise orta alanda her zaman alıştığımız oyunu sahaya yansıttı. Maradona'ya selam göndermek lazım tekrardan.

- Bu sezon attığı gollerle Inter'in yüzünü güldüren Milito, kariyerindeki ilk lig şampiyonluğuna ulaştı.Milito'nun 30 yaşına geldiği gerçeğini atlamamak lazım. Bu kalitedeki bir isim için geç kalmış bir şampiyonluk sevinci oldu.

- Şampiyonlar Ligi finalinde, duble yapmış 2 takım karşılaşacak en büyük kupa için. Gönlümüz her zaman olduğu gibi Jose Mourinho'da yana. Şampiyonluk sonrası direk soyunma odasının yolunu tuttu Jose bugün. Esas sevinci 22 mayıs gecesine bırakıyor herhalde.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Totti & Russell Crowe




İspanya Kadrosundan Kimler Gider ?


Dünya Kupası kadroları açıklanıyor. Del Bosque'de kendi kadrosunu açıkladı geçtiğimiz hafta. Çok büyük sürprizler yok İspanya kadrosunda. 30 kişilik kadrodan 7 kişi kadroya veda edecek. Brezilya-Arjantin kadrolarını gördükten sonra İspanya gözümde 1 numaralı şampiyonluk adaylığındaki yerini iyice perçinledi. Tabi sakatlıkların kadroyu nasıl etkileyeceğini kestiremiyoruz şimdilik. 30 kişilik kadrodan gidecek 7 kişinin kim olacağını soran bir anket hazırlamış As gazetesi. Şu ana kadar 224 bin oy kullanılmış bu ankette.

İlk 5'te De Gea-Azpilicueta-D.Lopez-Guiza ve Javi Martinez yer alıyor. Benimde kadrodan gitmesine baktığım 5 oyuncu bu isimlerden oluşuyor. Geri kalan 2 kişilik kontenjan için sevmediğimden dolayı Busquets ve Mata-Cazorla-Navas üçlüsünden birisini bekliyorum.

Ankette oy kullanmak ve sonuçları için, buraya tık...

13 Mayıs 2010 Perşembe

Rüya Gerçek Oldu # 2









Rüya Gerçek Oldu

Fulham v Atletico Madrid UEFA Europa League rNushMezj_rl

Forlan attı, Forlan aldı. İlk yarıda ortada geçen maçın sonunda arka arkaya kornerlerden faydalanamayan Atletico, kaderine razı gibiydi ikinci yarıda ama fizik üstünlüğünü kullanan Fulham’da bir türlü işi bitirecek golü atamadı. Zamora 90 dakika oynayabilse belki onlar adına farklı olabilirdi. Onlar için de önemliydi, iyi de oynadılar.

Atletico buraya kadar sabit bir oyun oynayarak gelmedi. Bazı maçların bazı bölümlerinde Şampiyonlar Ligi finaline giden bir takım gibi oynadı ama aynı maçta bu görüntüden 10 dakika sonra La Liga’da düşmemeye oynayan bir takım gibi oynadı. Çook eksikleri olan bir takım ama buraya kadar inançla geldiler. İsim olarak birbirinden yetenekli oyuncular ama Simao’da Reyes’de hatta Kun bile bir var bir yoklar saha içinde. Çok sıkıntılı bir dönemde tarih yazdı Atletico Madrid.

Flores, dün UEFA röportajında buraya kadar gelebilmelerinin en önemli nedeni/motivasyonu olarak Galatasaray maçını göstermiş İstanbul’da ki. ‘Takımın kendine güvenini yerine getirdi’ diyor o maç için. Galatasaray taraftarının haklı olarak unutamadığı o maç aslında kupayı Atletico’ya getirdi. Sadece Galatasaray maçında çok fahiş bir hakem hatası oldu. Kimse Valencia demesin maç başında aynı hakemler Forlan’ın nizami golünü vermedi. Hakemlerin ofsayt kaçırmaları, çizgi hakeminin görevini yapmaması da Atletico’nun suçu değil. Orası için adres UEFA ve yetersiz hakemleri.

Atletico Madrid oyuncularının tarihi başarılarını kutlamak için 1 haftaları var. Sonrası ise, Kral Kupası Finali.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

I Have a Dream

Bugünlerde, hepimizin bir rüyası var. Eski rüyalar bir kez daha gün ışığında. Çünkü hak ettik. Sorun; aynı rüyayı binlerce İngiliz ve binlerce Sevilla'lı ile paylaşıyoruz. Onların bilmedikleri şu, bizim rüyamız daha güçlü. Bizim rüyamız daha derin.

11 Mayıs 2010 Salı

Europa League

UEFA_Cup_old_logo

Yeni adı ve statüsüyle UEFA Kupasının ilk sezonu yaşandı ve yarın gece kupanın sahibi de belli olacak.

Açıkçası bana heyecan veren bir sistem gibi gelmedi bu. Şampiyonlar Ligi gibi deplasmanlı grup sistemi çok fazla maç kalabalığına neden oldu. İyi takımlar pek fire vermeden grupları geçtiler. Bazı maçlar formalite icabı oynandı. Tek maçlı lig sisteminden kesinlikle daha iyi olsa da baştan sona tur usulü olan UEFA Kupası kesinlikle daha heyecanlı olur.

Tabii artık klişe haline geldi ama endüstriyel futbolda artık para kazanmak önemli. Takımlar daha çok maç yapıyorlar. Bu daha çok seyirci ve televizyon geliri demek. Maça gelen adamın aldığı forma, atkıyı falan saymıyorum; onu alacak olan bir şekilde yine alır.

el

Yine bu gelirlerin dışında sadece gruplara katılmak 1 milyon €’nun kasaya girmesi demek. Gruplarda alınan her galibiyet ise 140 bin €. Tur atladıkça para ödülü de artıyor. Finali kazanan takım ise 3 milyon € alcak. Kaybeden ise 2 milyon €. Yani düz hesap bakarsak kupayı kazanan takım en azından 5-6 milyon € gelir elde edecek. Bu paralar Avrupa’nın elit kulüpleri için çok bir şey ifade etmese bile, üst düzey liglerde oynamayan takımlar için hatırı sayılır bir mebla.

Hamburg 2010

Saha içinde ki futbola dönersek eğer; Fulham ve Atletico Madrid kupayı kazanmak için Hamburg’da karşı karşıya gelecekler. Fulham’ın Europa League mücadelesi için Sindrella hikayesi diyorlar. Çok iyi takımları eleye eleye geldiler. EPL’yi orta sıralarda bitirdiler. Fulham diyince bir çok kişi kendi evlerinde daha iyi oynadıklarını söyleyecektir. Kupada da benzer bir performans gösterdiler. Hamburg deplasmanında berabere kalıp İngiltere’de kazandılar. Juve’ye Torino’da yenilip İngiltere’de kazandılar. Geçen sezonun şampiyonu Shakthar’la deplasmanda berabere kalıp İngiltere’de kazandılar. Sadece Wolfsburg’u deplasmanda yenmeyi başardılar.

güzel

Castrol Ranking sistemine bakarak bir karşılaştırma yapmış Goal.com. Defans oyuncularına bakıldığında Fulham, ofans oyuncularına bakıldığında ise Atletico oyuncuları üstün çıkmışlar. 6 bölgede Fulham oyuncuları, 5 bölgede ise Atletico oyuncuları üstün çıkmış. Toplam puan farkında ise Atletico üstün. İstatistiki verilere göre bakarsak iyi defans ve güçlü ofansın mücadelesi olabilir. Finalde oynaması muhtemel oyuncular için hazırlanmış dosyayı incelemek için buraya.

Agüero ne diyor bakalım;

Ocak ayından beri büyük fedakarlıklar yaptık. Şimdi, iki kupada finaldeyiz ve umarım kazanırız. İlki için biraz gerginim. Bu benim Atletico’da ki ilk finalim.

Fulham büyük takımları eleyerek buraya geldi. Juventus, Wolfsburg, Hamburg ve gruplarda Roma. İngiliz futbolu güçlü oyuncular demektir. Fulham’ın en önemli silahı bizim zayıf olduğumuz ölü toplar. Hemen hemen bütün gollerini böyle atıyorlar ve Bobby Zamora, alışılmış bir golcü değil. Nerede duracağını ve nasıl kendisine alan yaratacağını biliyor. Tehlikeli kontra ataklarına dikkat etmeliyiz.

Agüero El Pais’e yaptığı açıklamalarda özellikle Zamora konusuna dikkat çekmiş. Kontra ataklarda çok seri olmayan Atletico savunmasının arkasına sarkması sürpriz olmaz. Açıkçası Fulham hakkında bildiklerim Agüero’dan fazla değil. EPL’de öne çık-a-mayan bir batı Londra takımı. Bu sezon öne çıkan Zamora dışında Damien Duff ve Clint Dempsey dikkat çeken oyuncuları. Daha çok görev adamı diyebileceğimiz oyunculara sahipler. Zamora 29 Nisan’dan beri sakatmış. Duff’ın da hafif bir sakatlığı varmış. Net bir bilgim yok ama herhangi birinin ya da ikisinin birden sahada olması beni şaşırtmaz.

kike

Atletico Madrid’de ise Sanches Flores’in sistemsel bir değişiklik yapıp yapmayacağı konusunda bir fikrim yok. Muhtemelen iki ofansif kanat oyuncusu ile birlikte 4-4-2 oynayacaktır. Takımla ve sistemle çok fazla oynayan bir hoca değil Flores. Kalede De Gea olacaktır. Forvette büyük bir süpriz olmazsa Forlan ve Kun Agüero’nun da yerleri garanti gibi. Stoperde Dominguez. Kanatlarda Simao ve Reyes yine formaya yakın isimler. Orta sahanın ortasında ise iki defansif oyuncu oynuyor. Tiago’nun statü gereği oynamaması nedeniyle alternatifleri olmadığından Raul Garcia ve Paulo Assunçao ikilisi sahada olabilir. Stoperde Dominguez’in partneri Perea olabilir. Ujfalusi sağ bekte. Eğer Ujfalusi stopere geçerse düşük bir ihtimal, beke de Valera yerleşebilir. Sol bekte ise kaptan Antonio Lopez oynar. Bunların dışında süpriz bir oyuncu beklemiyorum. Salvio, Jurado muhtemelen kulübede olurlar.

Rizzoli

Maçın hakemi ise Nicola Rizzoli oldu. İtalyan hakem bence daha da üst düzey bir hakem olacak. Çok dikkatli, kartlarını da fena kullanmıyor. Ceza sahası içinde daha çok savunma lehine faul çalmaya çalışıyor, sanırım tek falsosu bu. Bence temiz bir hakem. Bana göre çok zor bir İtalya Kupası maçının altından kalktı. O kadar gergin bir maç olacağını sanmıyorum bu maçın. Daha da rahat yönetecektir.

Son olarak İngiliz ve İspanyol takımlarının finallerine bakarak final dosyasını kapatalım. UEFA Kupasında tek maçlı final sistemine geçildikten sonra ki maçlarda 2006’da Sevilla ve şimdi Championship’te olan ama o senenin flaş takımı Middlesbrough karşılaşmışlar. Hatırlayanlar olacaktır Hollanda’da ki finali Sevilla 4-0 kazanmıştı. Bunun dışında UEFA Kupasında İspanyol ve İngiliz takımı kapışması tek maçlı final sisteminde bir kez daha olmuş; o da 2001 senesinde. Almanya’da Atletico Madrid’in bu sezon yarı finalde elediği Liverpool ile Alaves karşılaşmışlar ve kupayı Liverpool kazanmış. UEFA Kupası tarihinde durum 1-1 yani. Toplamda UEFA Kupasını İngiliz takımları 6 kez, İspanyol takımları 5 kez kazanmışlar.

Durumu eşitleme şansı var Atletico’nun. Ayrıca ilginç şekilde hem İspanyollar’ın hem de İngilizler’in ŞL finalinde olmaması nedeniyle iki ülkenin de tek uluslararası kupa kazanma şansı bu.

Forza Atleti.

9 Mayıs 2010 Pazar

İtalya'da Şampiyonluk Yarışı


Öğleden sonra Ntv ve Ntvspor ekranlarında tam anlamıyla bir futbol ziyafeti vardı. Inter, kendi sahasında Chievo'yu ağırlarken başkentte Roma, Cagliari ile karşılaşıyordu. Ben önceliği Inter maçına verdim bu iki maç arasında, Roma maçına ise arada baktım ilk yarıda. Inter, muazzam bir baskıyla başladı Siena karşısında maça. İlk 10 dakika tüm hatlarıyla Chievo yarı sahasında pozisyon aradılar fakat aradıkları golü bir türlü bulamadılar. 12.dakikada Motta kendi kalesine attığı golle Chievo'yu 1-0 öne geçirdi. Daha golün santrası yeni yapılmıştı bu sefer Mantovani kendi ağlarını havalandırarak durumu 1-1'e getirdi. Inter, bu dakikadan sonra özellikle Maicon tarafından yüklenmeye devam etti ve 2.golde Maicon'un harika ortası sonucu Cambiasso'nun arka direkte topa vurması sonucu geldi. Bu golden kısa bir süre sonra Milito ceza sahası önünde topla buluştu, kalecininde önde olmasından faydalanıp aşırtma bir vuruşla durumu 3-1'e getirdi. Bu dakikadan sonra doğal olarak Roma maçına geçtim.

Roma maç boyunca Cagliari kalesini ablukaya aldı ama ilk yarıda Marchetti, ikinci yarıda Lupatelli bir türlü geçiş izni vermedi Roma'lı futbolculara. 3 topu direkten döndü Roma'nın maç boyunca. Dakikalar 71 olduğunda Inter, Chievo önünde 4-2 öndeydi. Cagliari ise Lazzari'nin frikikte ip gibi giden vuruşuyla 1-0 öne geçiyordu Roma karşısında. Bu golün haberi G.Meazza'yı ulaştığında Galatasaray-Kayserispor maçı gibi bir ortam oluştu. Taraftarların golü kutlamaları sırasında hatalı bir geri pası Pelissier affetmedi ve Inter maçında skor 4-3'e geldi. Inter, bir yandan skoru tutmaya çalışırken kulakları Roma maçındaydı. Totti, altı pastan inanılmaz bir golü kaçırdıktan sonra biri penaltıdan olmak üzere 2 golle Roma'nın umutlarını son haftaya taşıdı. Son hafta iki takımda deplasmana gidiyorlar. Inter, küme düşen Siena'nın karşısına çıkacak. Roma ise Chievo deplasmanında Siena'nın sürprizini bekleyecek.

100.Gol Benzema'dan


Real Madrid, dün gece aldığı 5-1'lik Bilbao galibiyetiyle bu sene ligdeki gol sayısını 101'e çıkardı. Takımın 100.golünü oyuna sonradan giren Fransız forvet Karim Benzema kaydetti 80.dakikada. Bu 101 golün 53 tanesinin altında Ronaldo ve Higuain'in adı yazıyor. La Liga'nın gol rekoru 89-90 sezonunda 107 gol atarak şampiyonluğa ulaşan Real Madrid'e ait.

Filipe Geri Döndü


23 Ocak'ta oynanan Deportivo-Bilbao maçında takımının ilk golün attığı sırada sağ ayağının fibula kemiği kırılmıştı. Dün gece Riazor'da Mallorca'ya karşı oynanan maçın 65.dakikasında tekrar sahalara geri döndü Brezilyalı sol kanat oyuncusu. Oyuna girdikten 3 dakika sonrada onun kanadından gelişen atağın sonucunda Riki Deportivo'nun galibiyet golünü Mallorca filelerine gönderdi.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Roberto Soldado # 2


Avrupa Ligi'ne katılma mücadelesi veren Getafe bu hafta kendi sahasında son 2 haftaya küme düşme hattından iyice uzaklaşmak isteyen Sporting'i ağırladı. 1-1 biten maçta Getafe'nin golünü blogda daha önce bahsettiğimiz Soldado harika bir şekilde atmış.

Bu gece futbol gecesiydi. Inter-Roma maçı, Ronaldo'nun sınırları aşan performansı ve Higuain'in harika aşırtma golü. Sevilla-Barca maçı düğümü çözecek İspanya'da.

Kasap Totti


İtalya Kupası 1-0'lık sonuçla Inter'in oldu. 2 hafta önce Lazio taraftarına yaptığı hareketten sonra yüzü gülmeyen Totti ve tayfasına bir darbede Inter'den geldi kupada. Milito, derslik bir vuruşla maçı getiren golü attı. Maçın önüne geçen olaylar ise sertlikler sebebiyle geldi. Özellikle Totti ve Taddei nasıl kemik kırarız diye bayağı düşünmüşler ve bunu maçta uygulamaya geçirdiler. Totti'nin Balotelli'ye attığı tekme hayvanlıktan öte bir olay değil. Bayrak adam, yenilgiyi kabullenmeme bu şekilde olmaz. İsyan edersin, yeri gelir kırmızını görürsün tepki koyduğunu kanıtlarsın. Ama ''Adam'' gibi yaparsın bu işi. Yaptığının, yaptıklarının futbolla açıklanacak tek bir tarafı yok Totti'nin hatta Taddei'nin.

Götünü kaldırıp Balotelli'yi yakalayamadığı için peşinden koştu, Balotelli çalım atarken kafasına koyduğu hayvanlığı yaptı Totti. Karşındaki futbolcunun kariyerini etkileyecek hareketi, bilerek yapmak tanımlayacak kelime var aslında ama bu blogda daha önce kullanmadık öyle bir üslup. Kırmızıdan öncede Milito'ya kasıtlı girip sarı kart almıştı, Motta'nın da kafasına dokundurmuştu ayaklarını. Pazzini ve Milito'nun koyduklarının etkisi olsa gerek bu hareketler.

Yancısı Taddei'de maçın sonlarında önüne gelen mavi-siyahlı formalı herkese daldı. Maçın sonunda Muntari'nin baldırına bastı ama en güzel cevabı kupa kaldırılırken almışlardır herhalde.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

İtalya Kupası için notlar

Coppa_Italia_2009_premiazione

* Geçen sezon kupayı finalde Sampdoria’yı penaltılarda yenen Lazio kazanmıştı.

*İtalya Kupasını kazanan takım, yuvarlak dışı kırmızı ortası beyaz ve en içte yeşil bir nokta bulunan bir armayı takmaya hak kazınıyor.

 80px-Coccarda_Coppa_Italia.svg

* Armanın dışında kazanan takım Europa League katılma hakkı elde ediyor ama iki takımda Şampiyonlar Ligine katılmayı zaten garantiledi. Ayrıca Gelecek Sezon başında İtalya Süper Kupasını lig şampiyonu ile oynama hakkını elde edecek kazanan takım ki bu da demek oluyor ki ne olursa olsun yine bu iki takım karşılaşacak.

* Roma'lı taraftarlar Inter'lileri otelde rahat bırakmamışlar.

hilton4

* Bazı Lazio'lu taraftarların stadyumda Inter'i destekleyeceği konuşuluyor.

* Roma, İtalya Kupasını daha önce 9 kez Inter ise 5 kez kazandı. Son 5 finalin 4'ünü iki takım arasında oynadı ve sadece geçen sezon araya Lazio vs Sampdoria finali karıştı. Kalan 4 kupayı ise Roma ve Inter aralarında ikişer kez paylaştı.

* İtalya’da 10 kez İtalya Kupasını kazanana formasında Gümüş Yıldız taşıma hakkı veriliyormuş. Bugüne kadar 10 kez kazanan takım yok ama eğer Roma bu gece kazanırsa 10 kupa kazanmış olacak. 10 şampiyonlukta verilen Altın Yıldıza uzak olsalarda en azından Gümüş Yıldızla avunabilirler.

İtalya’da son yıllarda Roma ve Inter arasında bir rekabet oluşuyor diğer takımların zayıf kalmasıyla. Yine rekabetin tavana vurduğu bir sezon ve iki takımın kupa finalinde karşılaşması da artık klasikleşti açıkçası. Inter ve JM için 3 kupa kazanma şansının devam etmesi açısından, Roma içinse 1 adım geride oldukları Scudetto yarışında kazanamasalar bile en azından Kupa Finalinde yarıştıkları rakibi yenip teselli bulma açısından önemli bir mücadele.

Maçı izlemek isteyenler için 21:45, NTVSpor.

4 Mayıs 2010 Salı

Ultimate Player


Castrol'un futbola verdiği desteği biliyoruz. Bu seferde Ultimate Player adını verdikleri bir heykel yapmışlar. Avrupa'nın 5 büyük liginden 10 oyuncunun fiziksel özelliklerini bire bir yansıtmışlar heykellerine. En belirgin olan tarafı tabi ki heykelde kullanılan saç. Puyol'un saçlarından esinlenilmiş. Tanıtımı ise Sven-Goran Eriksson yapmış. Yapım aşamasına Castrol'un sitesindeki videodan ulaşabilirsiniz.

Diğer isimler ise ;

Boy = P.Crouch
Saç = C.Puyol
Gözler = Xavi (sahayı ondan iyi gören adam yok,doğru seçim olmuş)
Çene = P.Maldini
Göğüs kısmı = Ballack
Kollar = R.Delap
Eller = Julio Cesar
Bacaklar = Cristiano Ronaldo
Sol ayak = Messi
Sağ ayak = Henry

2 Mayıs 2010 Pazar

Pique & Puyol

Atletico'da Hedef Çifte Kupa


Sezon başında sürdürdükleri kötü gidiş sırasında Atletico'nun 2 kupada final oynayacağını kimse düşünmüyordu. Fakat onlar sessiz ve derinden gelerek hem Kral Kupası'nda hem Avrupa Ligi'nde finale çıktılar. 1 hafta arayla 2 final maçına çıkacaklar. Bu hafta, hatta şu dakikalarda Sevilla ile ligde karşılaşıyor Atletico ve ilk yarı sonunda 3-1 yenik durumda. Sevilla provası güzel geçmiyor Atletico adına.