29 Aralık 2009 Salı
Karate Kid Dudek
21 Aralık 2009 Pazartesi
Harry, Harry Kewell
19 Aralık 2009 Cumartesi
Kupa Kalmadı
Katıldıkları bütün kupaları alan bir takım. Epik bir hikaye anlatır gibi anlatmak lazım artık. Barça şüphesiz Dünya Kulüpler Şampiyonasının da favorisiydi. Son dakikaya kadar geridelerdi ama. Baskıya rağmen ataklardan sonuç alamadılar, bu sefer olmayacak mı derken son dakikada Pedro çıktı, golünü attı. Maç uzadı. Shaktar’a da Süper Kupa’da uzatmada atıp Kupa getirmişti Pedro hatırlatalım.
Talih dönünce bir kere Estudiantes için yapacak bir şey kalmadı. Messi bitirdi işi uzatmada. Estudiantes’in kritik pozisyonları var son dakikada ama o kadar bekleyince pozisyonları yaratmak için futbol şansı da gülmüyor işte.
Barça varsa rekabet olmuyor.
Saldır JM
AC Milan (İtalya) | M.United (İngiltere) |
Stuttgart (Almanya) | Barcelona (İspanya) |
Olympiakos (Yunanistan) | Bordeaux (Fransa) |
Inter (İtalya) | Chelsea (İngiltere) |
B.Münih (Almanya) | Fiorentina (İtalya) |
CSKA Moskova (Rusya) | Sevilla (İspanya) |
Lyon (Fransa) | Real Madrid (İspanya) |
Porto (Portekiz) | Arsenal (İngiltere) |
18 Aralık 2009 Cuma
Galatasaray - Atletico Madrid
Kura öncesi Hamburg veya Bilbao'nun gelmesini çok istiyordum. Bana en büyük hayal kırıklıklarını yaşatan 2 takımdır bunlar. Burak Akdiş'in son dakikada kaçırdığı vuruş sonrası televizyonun önüne kendimi nasıl attığımı hala hatırlarım. Hamburg'dan bahsetmeye zaten gerek yok. Kura çekimini izleyemedim ama anında telefonla haber verdi arkadaşlar. Bu turu geçersek Everton-Sporting galibiyle oynayacağız. Zorlu bir yol bizi bekliyor Avrupa Ligi'nde.
17 Aralık 2009 Perşembe
500 # Xavi
Xavi, dün oynadığı Atlante maçıyla beraber Barcelona forması ile 500.maçına çıktı. 11 yaşında merhaba dediği Barca altyapısından yükselerek dünyanın en iyilerinden birisi arasına adını yazdırdı. Xavi'nin Barca formasını giydiği ilk maç 18 Ağustos 1998'de Mallorca ile oynanan İspanya Süper Kupası maçıydı. Çıktığı ilk maçın 16.dakikasında Barca kariyerinde ilk golüne imza attı. Maçı ise 2-1 kaybettiler Hector Cuper'in Mallorca'sına. Guardiola'nın ayrılmasıyla orta sahanın liderliği Xavi'ye devir oldu. 04-05 sezonunda ise 2.kaptan oluyordu. İstikrarın sözlük anlamının karşılığına adını yazabileceğimiz isimlerden birisi olan Xavi, ilk senesinde 17 lig maçı toplamda 26 kez Barca forması giydikten sonra sürekli arttırdı bu rakamı. 05-06 yılında geçirdiği sakatlıktan dolayı 5 ay sahalardan uzak kaldı, o sene sadece 22 kez formasına kavuşabildi. Kariyerinin en düşük rakamı bu oluyordu. Barca forması altında toplam 49 golde imzası var ayrıca Xavi'nin. 83 kez giydiği Milli takım formasıyla ise 8 gole imza attı.
Aydın Futbolu Bırakmış
14 Aralık 2009 Pazartesi
Melo?
Radyo Rai 2’nin düzenlediği anketle seçilen ‘Bidone d’Oro’ yani Altın Bidon, Juventus’tan Felipe Melo seçilmiş. 18 bin civarında ki oyun 4200’ünü almış Melo ve Quaresma’yı az farkla geçmiş. Böylece 2004 – Legrottaglie’den sonra listeye giren ilk Juventus’lu oldu.
Quaresma geçen sene aldığı için sanırım sırasını savmış olabilir. Fakat Melo’nun almasını garipsedim. Her hafta Juventus maçı izleyebildiğimi söylemiyorum ama bidon seçilecek kadar kötü performans göstermedi izlediğim maçlarda.
Felipe Melo, Tabata sendromuna yakalanmış olabilir. Tabata kötü futbolcu değil ama Türkiye şartlarına göre yüksek bir bonserevisle geldi Beşiktaş’a. Aynı şekilde Juventus taraftarı da (ve İtalyan futbolseverler) 20 milyon eurodan fazla paraya transfer edildiği için benimseyememiş olabilir Melo’yu.
İlginç bir not daha var; Juve orta sahasında Tiago(3) ve Poulsen’de(8) listeye girmişler. Serie A’da ki en iyi orta saha diyemeyiz yani Juventus’un için.
13 Aralık 2009 Pazar
Borussia Mönchengladbach 5-3 Hannover 96
Sergio Ramos - Guti
12 Aralık 2009 Cumartesi
Antalyaspor 2 - 3 Galatasaray
-Üst üste gelen puan kayıplarından sonra bu maçın kazanılması takım için çok önemliydi. Rahat kazanılacak bir maçın yaratacağı etki yerine 2-0'dan geri gelerek kazanılan maç ise daha fazla ekstra motivasyon sağlayacaktır takıma.
10 Aralık 2009 Perşembe
Grupların Ardından
Önce yeni sistemle gelen takımlara bakmak istiyorum. En çok merak ettiğim konulardan biriydi bu. Play-Off’larda Şampiyon olan takımların eşleşmelerinden gelen takımlardan sadece Olympiacos gruplardan çıkmayı başardı. Zico’yu takımın başına getiren Olympiacos, Avrupa’da ki Pana karşısında ki ezikliğini atmış oldu. Zico’yu kovan CSKA ise Avrupada başarı için getirdiği Ramos’la yolları ilk 3 maç sonunda ayırdı ve yerine gelen Slutskiy 3 maçta 7 puanla takımı üst tura taşıdı.
Şampiyon olan takımların eşleşmelerinden gelen diğer takımlar şöyle : Maccabi Haifa, Zurich, APOEL, Debrecen.
Bu takımlardan Maccabi Haifa ve Debrecen sıfır puanla tamamladılar grupları. Macar ekibi Debrecen ilk kez Şampiyonlar Ligi gruplarında boy gösterdi. Maccabi Haifa ise en son 2002-03’te gruplarda mücadele etmiş ve 3. olmuş.
Zurich, zor bir grupta 4 puan aldı ve Oly’den sonra ki en başarılı takım oldu. Kıbrıs Rum Apoel ise 3 puan aldı, 2’si Atletico Madrid’den ve 1’i liderliği garantilemiş Chelsea deplasmanından.
Gruplardan sonra genelde konuşulan bir diğer konu ise süprizlerdir. Üst tura çıkamayan önemli takımlar Liverpool ve Juventus oldu. Liverpool 5 kez, Juventus ise 2 kez bu kupayı kazanmışlardı tarihlerinde. Yine tarihinde kupa kazanan Marsilya 3. oldu. Fakat önünde ki takımlar kupayı en çok kazanan iki takım olunca, bu durum çok süpriz olmadı.
Marsilya’dan bahsetmişken Fransızlar için başarılı geçtiğini söylemek gerek grupların. Lyon ve Bordeaux gruplarından çıktılar. Hatta Bordeaux görece zor bir grupta olmasına rağmen grupların en çok puan(16) toplayan takımı oldu.
Beşiktaş’tan grupların başında beklentimiz İnönü’de alınacak maksimum puan ile üst turu zorlaması ve Avrupa Ligine devam etmesiydi. Fakat İnönü’de alınan sıfır puan ile grup sonunculuğu geldi. İç sahada maç kazanamazsan Avrupa Ligine bile gidemezsin.
İşin sonunda İngilizler (Liverpool), İtalyanlar(Juventus), İspanyollar (Atletico Madrid), Almanlar (Wolfsburg) ve Fransızlar (Marsilya) birer fire vermiş oldular. Rusya’dan CSKA, Portekiz’den Porto ve Yunanistan’dan Olympiacos ise üst düzey liglerin dışında ki liglerden üst tura çıkanlar.
Son 16’ya kalanlar : Manchester United, Chelsea, Arsenal, Barcelona, Real Madrid, Sevilla, Inter, Milan, Fiorentina, Bayern Munich, Stuttgart, Lyon, Bordeaux, CSKA Moscow, Porto, Olympiacos.
8 Aralık 2009 Salı
Fifa Yılın Futbolcusu 2009
3 Aralık 2009 Perşembe
Zlatan # 9
Dün gece Xerez maçına sonradan girdi Zlatan. Ben uykuya yenik düşmek üzereyken yine kendisine özgü hareketlerinden birisine imza atarak, uykuyu kaçırttı. Hakemin faul vermesine de büyük tepki gösterdi. Hakem doğru kararı verdi ama o ayağın o kadar havaya nasıl kaldırıyorsun diye sormak lazım Zlatan'a. Blogda Zlatan'la ilgili attığım postlardan birisinde bu tarz resimlerine yer vermiştim zaten, adam kariyerinin başından itibaren yapıyor bu hareketleri.
Kazanmak Zorunda Olmak
Cumartesi 21.45’te İtalya’da ki klasik rekabetlerden biri yaşanacak, Derby d’Italia. Ertesi gün ise dikkat çekici bir derbi daha var, Derby della Capitale.
İtalya derbisinin en önemli özelliği iki takımın da tarihinde ligden düşmemiş olmasıydı fakat Calciopoli ile bu durum tarih oldu. Yine de popülaritesi devam ediyor. Diğer taraftan Roma’lıların maçının ise tribünsel açıdan daha ateşli olması beklenebilir.
Kazanmak zorunda olmak, bahis aleminde sıkça kullanılır. Derbileri kazanmaya herkesin ihtiyacı vardır ama taraflardan biri genelde daha zor durumdadır ve kazanmak onlar için tek çıkıştır.
İtalya derbisinden başlarsak. Juventus, önce Fransa’da Bordeaux’ya sonra da Sardinya Adasında Cagliari’ye mağlup oldu böylece Torino’ya eli boş döndü. Şimdi önlerinde iki önemli maç var. İtalya Derbisi ve Şampiyonlar Liginde Bayern Munich maçı. İki maç da Torino Olimpico’da. Ligde oldukça geride kalan Juventus kazanmaktan başka çaresi olmayan taraf. Ya 3 puan alınır yola devam edilir ya da puan kaybedilir ve Ferrara eleştiriler altında Bayern maçına çıkar.
İtalya derbisi için kim kazanır anketi var gazetta’da. Ulaşmak için tıklayın.
Şu anki duruma bakarsak 54292 kişinin %84’ü Inter’in kazanacağını düşünüyor. Demek ki Juventus taraftarı henüz anketi keşfetmemiş.
Şimdiye kadar Serie A’da oynanan maçlarda 79-55 Juve üstünlüğü var, 45 maç berabere bitmiş. Ayrıca bu iki takım Serie tarihinin en çok gol atan iki takımı.
Başkentte ise kazanmak zorunda olan taraf kesinlikle Lazio. Roma için en iyi zamanını yaşıyor diyemeyiz ama Lazio kesinlikle en kötü zamanlarından birini yaşıyor. Ligde sadece ilk 2 hafta kazanmayı başarabilen Lazio o zamandan beridir galibiyet göremedi. ( Serie A’da 14 maç haftası geride kaldı )
Dün akşam UEFA Europa League’de Red Bull Salzburg’a 2-1 yenilerek kupada üst tura çıkma şanslarını da yitirdiler. Taraftarların hava alanında ki protestosunu Rocchi ‘deribiyi kazanacağız’ diyerek geçiştirmiş. Teknik direktör Ballardini için işlerin çok iyi gittiğini söyleyemeyiz. Açıkça görülüyor ki hafta sonunda alınacak bir mağlubiyet ile Lazio yeni hoca aramaya başlar.
Lazio ve Roma arasında Serie A’da oynanan maçlarda ise Roma’nın üstünlüğü var : 43-33. 54 maçta ise beraberlik bozulmamış ki ilginç bir istatistik.
Derbide en fazla oynayan oyuncu ise Francesco Totti. 27 kere Başkent derbisinde sahaya çıkmış. Hafta sonunda da sahada olabilir. Hala Lazio'da oynayan Sebastian Siviglia ise kısa bir dönem bile olsa Roma forması da giymişti.
Hafta sonunda ihtiyacı olanlar kazanabilecek mi? Ballardini ve Ferrara için zor maçlar. Bizim içinse güzel iki derbi ile keyifli bir hafta sonu.