31 Mayıs 2008 Cumartesi

Emre Belözoğlu # 2

Resim Tribün Dergi'den .. Eski bir muhabbet belli ki ama şartlara oldukça uygun.
.
Ülke insanı olarak unutkan bir yapıya sahibizdir keza futbolda da bu böyle, ama bu topraklarda yaşayan herkes de böyle değil ki be kardeşim. Gidişini hiç unutmadık kendisinin, Galatasaray'ın şampiyonluk yarışında olduğu Ankaragücü maçında o gün sarı-kırmızı renklere gönül vermiş herkes galibiyete inanırken "bücür biraderler" Emre ve Okan'ın ihanetine tanıklık etmişlerdi. Senaryo da belliydi tabi ki, İnter " Bonservissiz ve sakatlanmadan gelin Galatasaray'a vereceğimiz parayı ikinize paylaştıralım" demişti. Okan'ın kırmızı kart görmek için ısrarını, Emre'nin yokları oynadığını ve maç biter bitmez formayı çıkarıp atmasını bizim gibi bazıları unutmadı. Gönlümüzden silindiği o basın toplantısını da unutmadık biz " Sağlıklı yaşam için spor yapmıyorum" demişti basın toplantısında küstahça gülümseyerek, sonrasında işler onun ve manevi abisinin adına pek iyi gitmedi.

Hikayeleri biliyorsunuz zaten tekrarına gerek yok, Okan "buruk" olarak geçiriyor zamanını tekrar dönmek zorunda kaldığı "yuvasında". Emre ise Türkiye'ye dönmeyeceğini deklare ettikten sonra menajerinin yaptığı "Emre profesyonel bir futbolcu ve şartlar yerine gelirse her kulüpte forma giyebilir." açıklamasıyla zaten sinyali de vermişti, beklenen açıklama geçen günlerde geldi ve Fenerbahçeyle anlaştı Belözoğlu. Açıkcası şu dönemde bu transfer için tepki gösterenleri de anlamıyorum. Daha önce yaptıklarının yanında bu yaptığı oldukça masum bir hareket, kaldı ki hadi Polyanna olalım ve transfer etmeyi düşünelim o halde bile Galatasaray'a şu an mevki olarak hiçbir faydası olamayacak bir adam, kimi çıkaracaksın ki Linderoth, Ayhan, Mehmet varken zaten oldukça lüks kaçardı. Not olarak ekleyelim kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş mantığı güdülmedi burada, tamamen mantıklı bir yaklaşım olarak yazdım. En büyük iyiliği ise Galatasaray'a gelmesi birçok taraftar için en büyük korkulardan biriydi hiç değilse bu olasılığı ortadan kaldırarak yapmış oldu. Genç nesilden bir çok Galatasaray'lının bilmediği, bilenlerin de büyük çoğunluğunun unuttuğu şeyleri biz henüz unutmadık. 13 Mayıs 2001'de ki ihanetini basın toplantısıyla dillendirmiş ve gönlümüzden silinmişti. Bazen yetenekli olmak kadar "adam" da olmak gerekiyor.

Şehremini-Zeytinburnu arasında geçen zamanını, yaşadıklarını, bu camianın ona verdiklerini, dünyanın en iyi oyuncularından Hagi sayesinde bir isminin olduğunu o unutunca bu gönüllerde o toplantıdan sonra Emre adını unutmuştu. Şimdi hayatları boyunca arada kalacak hiçbir camiaya ait olamayacak oyuncular arasında yakın zamanda yerini alacak.

Yakışanı buydu zaten, kendisine " Katil Emre" diye tezahüratta bulunan tribünlere koşar artık, ama tribünlerde kendilerine TSYD maçında kol hareketi çeken bir oyuncuyu bağrına basar mı orası soru işareti, gerçi Tümer örneği var bununla alakalı o da ayrı bir detay, neyse ki unutkan bir milletiz bunu da unuturuz, unutturuluruz. Faruk Süren zamanında Emre ve Okan için iki çift laf ettiğinde herkes tepki göstermiş basın toplu halde infiale geçmişti. Zaman kimin haklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.

Bir not daha ekleyelim. Fenerbahçe Spor Klübünün stratejik açıklamalarında Galatasaray kelimesini yazamama hastalığı tam gaz devam ediyor. Bu rahatsızlıktan ne zaman kurtulurlar bilinmez ama böylesine bir yazıyı görünce İnter altyapısından yetişmiş bir Emre profili canlanmıyor kimsenin kafasında.

Hiç yorum yok: