12 Nisan 2010 Pazartesi

Galatasaray 4 - 1 Diyarbakırspor

''Sanmasınlar seni yalnız biz buralARDAyız'' pankartını hatırlıyorum. Bugün bakıyoruz ortada kimse yok. Protesto adı altında yapılan bestede kendi takımının kaptanına kız arkadaşına yaptığı bir jestten dolayı ''sinema peşinde'' diye bel altı vurmak. Arda ile uğraşmak senin neyine derken kendi hazırladığın besteyle kaptanınla bizzat uğraşmak... Rakipler bu şekilde bel altı vurunca demediğimizi bırakmayız ama Arda'nın evim dediği yerde aynı davranışı maç boyu yapmak. 2 hafta önce Büyük Kaptan'dı ne değişti 2 haftada. Kötü gidişin sorumlusu oynamadığı maçlar yüzünden Arda mı oldu ?

Ruh diyorlar, kim ne derse desin bu takımda ruhuyla oynayan ilk adamdır Arda. Arda'nın gitmesi gerekiyor diyen tanıdıklarıma hayır, kalması lazım derdim hep. Git ama Arda sene sonunda. Gittiğin zaman anlaşılır bu gece yapılanlar belki. Rakiplerin sürekli birbirleriyle oynayacak e hadi oldu 2 hafta sonra tekrar potaya girdin, bunun sebebi bu gecedir denir büyük ihtimal. Büyük Kaptan diye bağırılmaya başlanır. Bu gece yapılanlar bir anda unutulur.

Protesto olur, üzüntün belli edilir. En doğal hakkıdır bu taraftarın,tabi dozunu bilirsen. Fakat Asy'de Galatasaray'la özdeşleşmiş bir tezahuratı ıslıklamak, gollerden sonra ıslıklamak. Jo'nun ıslıklandığı kadar rakip takımlar ıslıklansaydı keşke. Sen var ya sen yerine ıslıkla baskı yapılsaydı kim bilir Ibb maçında 3 puanı aldıran bir tribünü görürdük veya Fener maçında oley seslerini duymazdık.

Milan Baros-Keita işbirliğini çıkar hatırlamak istemediğimiz bir gece geride kaldı.

Hiç yorum yok: