29 Nisan 2010 Perşembe

Finale Son Adım

jugadores_corriendo_liverpool

Rezalet geçen bir sezon ama İspanya Kupası finali ve Europa League’de final şansı. Büyük takım olmak böyle bir şey sanırım. Ama hiç bir şey garanti değil henüz. Bu takım sezonu iki kupa ile de kapatabilir, sıfır da çekebilir.

Finale son adım da kişisel olarak sevmediğim bir takımın deplasmanına gidiyor Atletico. İlk maçta mükemmel bir oyun ortaya koymasa bile kazanması bu maç için avantaj sağladı. Bu sezon Europa League’de deplasmanda öyle ya da böyle hiç yenilmedi ve bu rütbeyle, bu istatistikle çıkacak Atleti Anfield’a.

Benitez ‘Bir çok takımın imrendiği bir yerdeyiz, ligde 4. lük için yarışıyoruz ve hala bir Avrupa Kupası kazanma şansımız var.’ demiş. Juve’ye gitmeden dalga geçmeye çalışmış yoksa ciddi mi bilmiyorum ama Liverpool’un hedefi hiç bir zaman 4.lük ya da Europa League kazanmak olmamıştır bence.

kadro

Kadroları genelde bir iki fireye rağmen doğru tahmin eden Marca’ya göre Benitez Babel’le başlayacak bu sefer. Atletico’da sadece Tiago oynayamıyor bu kupada. Onun dışında as kadro. Fakat Liverpool, Torres’siz başlayacak yine. Yine Marca’ya göre Kuyt tek forvet. N’Gog ise dışarıda kalan isim olmuş, doğal olarak. Etkisizdi. Atletico’da sistemsel bir değişiklik yok. Flores, Mourinho’nun dün geceki savunmasından biraz ders alabilmiş mi yoksa yine kendi bildiğini mi okuyacak göreceğiz.

Jose Mourinho...



- Adamım finale çıktı sonunda. İlk maçta yakaladığı avantajı çok iyi kullanarak, en iyi olduğunu gösterdi.

- Tabi bu maçı sıkıcı hale getirdi demekte bir yorum ama Barca'yı kendi oyunuyla yenemeyeceğini en iyi bilen adam Jose Mourinho. 3-1'in rövanşında gol için kasmayacağını biliyorduk, üstüne 60 kişi 10 kişi oynadı takımı.Busquets'in harika aktörlüğünü unutmamak lazım tabi.

- 10 kişi kalmasına rağmen kalesinde gördüğü tek pozisyon Bojan'ın kafa vuruşu oldu. Barcelona, topa sahip olma-pas gibi istatistiklerde Inter'i çatır çatır ezmiş olsa da o rakamları sahaya pozisyon olarak yansıtamayınca bir işe yaramayacağını anlamışlardır. Dünyanın en iyi pas yapan, en iyi atak geliştiren takımına karşı elindeki en büyük silahı savunmayı sonuna kadar kullandı Jose bu gece.

- Pique, ofsayt olan bir gol attı ama bir defans oyuncusu olarak Maicon ve Cesar'ı pazara göndermesi inanılmazdı. Savunma oyuncusundan beklenmedik bir hareket olmasını geçtim, o dakikada takımın girdiği en net pozisyonda o soğukkanlılıkla o hareketi yapmak benim diyen forvetlerin yapabileceği iş değil.


- Motta'nın kırmızı kartı ve Barca'nın iptal edilen 2.golü de hakemlerin hatasıydı. Finalde Jose, ustasıyla Van Gaal'le karşılaşacak.

- Jose'nin sevinci yine kendine has, kendine özgüydü. Kendisini engellemeye gelen Valdes'i bile umursamadı ilk başta sevincini gösterirken. Bu arada Hikmet Karaman-İlker Yasin ikilisi ile Star'ın bize vermek istediği mesaj; ''maç dediniz, alın bunlarla izleyin. Ne güzel Papatyam yayınlayacaktık.'' oldu.

- Real Madrid cephesi Inter taraftarları kadar sevinmişlerdir Cibeles'de. Real Madrid'in sene başında elden çıkardığı iki Hollandalı 22 Mayıs akşamı tekrar geri dönüyorlar. Bayern'de Robben, Inter'de Sneijder kupa için geçen sene bulundukları zemine çıkacaklar tekrar.

- As'ın manşeti ; Adios Bernabeu, Adios olmuş maç sonunda.

- Maç sonu Inter'li oyuncuların sevinç gösterileri sırasında fıskiyelerin açılması çok ilginç olmuş. Işıkları kapatmadıklarına seviniyordur Inter cephesi.

27 Nisan 2010 Salı

Barcelona - Inter


Barca 3-1 kaybettiği ilk maç sonrası maç hakkında hakemlerden dert yanmıştı. Hakemin Portekizli olmasını gündeme getirmişlerdi. Maç günü yaklaştıkça motivasyon çalışmaları hızla devam ediyor Barca cephesinde. İlk önce Nou Camp'a gelecek olanlara gerekli gaz verme işlemini yaptılar. İtalya'daki gibi bir ortam sağlayabileceklerini sanmıyorum ama güzel deneme. Maça 24 saat kala bugün gazetelerin ilk sayfasında Pique'nin resmi vardı. Tek hedef Madrid'de final oynamak. 3-1'den turu hemde Jose Mourinho gibi bir adamın takımına karşı çevirebilirler mi, yarın akşam göreceğiz. Gönlümüz tabi ki Jose'den yana. Pazzini'nin jestiyle İtalya'da tekrar liderliğe yükselen Inter'de gözler 3 kupayı müzeye götürmek.

26 Nisan 2010 Pazartesi

Maxi Lopez & S.Canales


Barca sonrası kariyeri aşağı doğru ivme alan Maxi Lopez, İtalya'da kendisini hatırlatma derdinde bu aralar Catania formasıyla. Bu haftada Livorno karşısında takımının tek golüne imza atmış harika bir vuruşla.



Bu haftanın dikkat çeken (özellikle Marca gazetesi için) diğer golü ise Racing'in genç yıldızı Sergio Canales'ten gelmiş. Real Madrid tarafından yıldızı parladığı ilk anda kadroya katılan Canales bu seneki 7.golünü attı. Sezonun ilk yarısı Sevilla'ya attığı jeneriklik gollerine bir yenisini daha eklemiş.

TSL Kader Maçı #2

caner

Sezonun kritik maçlarından bir diğeri bu hafta oynandı ve ligin kalan 3 haftası şekillendi. Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi İstanbul’da mağlup eden Bursaspor, Galatasaray’a aynı tarifeyi uygulayamadı.

Bu maçtan önce aslında sonucu bu maçı etkileyebilecek bir maç oynandı yine İstanbul’da. O maçı mükemmel oynamasa bile Fenerbahçe kazanmayı bildi. Yılmaz Vural’da Daum’la arasında ki buzları eritmiş, bu da o maçtan bir not olsun.

Are you ready

Maçta çok net bir pozisyonda Aykut’a takılan Ömer Erdoğan maçtan sonra ‘O maçın bizi etkilememesi lazım, biz her maçımızı kazansak şampiyon oluyorduk’ dese dahi yine de o maçın sonucuna göre farklı taktikler gibi düşünceler oluşabileceğini ve o maçın da etkili olduğunu itiraf ediveriyordu.

hakan balta

Her şey bir tarafa saha içinde ki mücadele görülmeye değerdi. Maçın başından beri top bir o kalede bir öbür kaledeydi. Bursaspor Sercan ve Volkan gibi hızlı oyuncularından faydalanmayı düşünüyordu. Bu oyunculara göre nispeten yavaş, pivot özellikli Turgay ise kulübede kalıyordu.  Galatasaray’da Rijkaard ise Neil ve Hakan Balta’yı stoperde kullanıp beke de Caner’i koyuyordu son maçlarda olduğu gibi. Caner her ne kadar hücumcu bir bek olarak iyi bir seçim olsa bile iş orta yapmaya geldiği zaman, dün işler hiç iyi gitmedi. Bursaspor ve Galatasaray’ın çok net bir çok pozisyonu içinde ilk yarının son dakikasında Volkan’ın yakın mesafeden topu tribüne dikmesi sanırım ilk yarının en net pozisyonuydu.

90 dakikayı 3’e bölersek maçın son bölümünün başlangıcında önce Ömer Erdoğan’ın kafa şutunu yakından Aykut çıkarıyor, hemen arkasından ise Keita’nın vuruşunda önce Ivankov sonra çizgi üzerinde Ali Tandoğan gole izin vermiyordu. Son 15 dakikaya kadar mükemmel bir tempoyla giden karşılaşmanın keyfini ise Bünyamin Gezer kaçırıyordu. Önce Neil’i sonra aradan dakika geçmeden, top oyuna girmeden Zapo’yu atıyordu ve takımları bu dakikadan itibaren daha kontrollü oynamak zorunda bırakıyordu.

zapo, kırmızı

Nitekim işin sonunda standartın üzerine çıkan iki takım puanları paylaştı. Bursaspor yarışta geriye düştü. Galatasaray ise yeni stadında Şampiyonlar Ligi oynama şansını büyük oranda yitirdi.

25 Nisan 2010 Pazar

Kaka Geri Döndü


Sezon başından bir türlü istenen forma ulaşamayan Kaka, son zamanlarda sakatlığı sebebiyle kadroda yer alamıyordu. Real Madrid'de hiç aramadı Brezilyalı yıldızın yokluğunu bu süre içerisinde. Benzema ile birlikte sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu oyuncu performansları açısından. Yoksa Real'in bu sene hayal kırıklıkları bayağı fazla. Kral Kupası-Şampiyonlar Ligi ve El Clasico yenilgileri. Bu gece sahaya geri döndü Brezilyalı yıldız. Maçın 76.dakikasında Gago'nun yerine oyuna girdi ve takımının galibiyet golünü Zaragoza ağlarına gönderdi. Kaka, La Liga'da 25.haftadan sonra ilk kez forma giydi.

Bir diğer gözden düşen isim ise Kaptan. Bu sene oynadığı 39 maçta sadece 7 kere 90 dakikayı tamamlayabildi. Genelde sonradan oyuna giriyor Kaptan. Takımının ilk golünü kaydetti. En son 24.haftada rakip ağları havalandırabilmişti Tenerife karşısında.

20 Nisan 2010 Salı

Barcelona’nın Bernabéu’da Final Oynaması

g2004

Düşüncesi bile deli etmiyor mudur Real Madrid taraftarını? Marca bugün bunu engelleyecek adam olarak Jose Mourinho’yu göstermiş. Barcelona’yı elerse Inter, Jose’nin de yolu geçecektir elbet Real Madrid’den. Florentino Perez unutur mu bu kıyağı?

zafer otobüsü

Inter’in muhtemel kadrosunun İtalya Derbisi kadrosundan bir farkı yok. Barcelona’da Andres Iniesta yok. Gruplarda iki takımın maçı al gülüm ve gülüm şeklinde geçmişti. Bu sefer daha iyi durumdayız demiş Jose Mourinho. Zafere giden otobüste ise Guardiola moralleri yüksek tutmaya çalışıyor. Bence o kadar yolu Otobüsle gelmek biraz farklı hissetirmiştir, sonuçta bu adamlar feel like a star durumuna alışık. Barcelona’nın Şampiyonlar Liginde deplasman performansı ligdekine benzemiyor,sonuçlara göre biraz zorlandıkları açık. 1 galibiyet 4 beraberlik herhalde Barcelona’ya göre biraz kötü bir performans.

inter vs barsa

Star maçı yine yayınlamıyor. Bir çok platformda gösterilen tepki ve atılan mailler işe yaramamış demek ki. Maçı Rai Uno yayınlayacak ve Digiturk’te 101. kanalda Rai. Ama bu tip uluslararası maçlarda yayın kesiliyor. Yine de maçtan sonra açılırsa en azından maç sonu programını ve muhtemelen özeti izleyebiliriz Star’da gece 1 buçuğu beklemektense. Ne desek bilemedim.

19 Nisan 2010 Pazartesi

TSL Kader Maçı #1

Bilica

Dün akşam ki derbiye damgasını vuran olay. Fenerbahçe maçı kazandı ama Bilica bu hareketiyle derbinin de önüne geçti. Maçın hakemi Hüseyin Göçek'in kalabalıkta göremediğini varsaysak bile yardımcının nasıl görüp müdahale etmediğini anlayamadık!

Ligde kalan 4 haftayı şekillendirecek bir maç oynandı Kadıköy'de. Fenerbahçe kazandı ve hem bir rakibini ekarte etti, hem de moral buldu. İlk yarı topa hakim olan taraftı kesinlikle. İkinci yarı bu üstünlüğünü kaybetse de Beşiktaş’a da bir tartışmalı penaltı pozisyonu ve bir penaltı hariç pozisyon vermedi.

fb_bjk57

Fenerbahçe sistemsel olarak zaten stabil bir takım. Beklenmedik bir taktiksel değişiklik ya da sürpriz bir oyuncu yoktu sahada. Alex yine klasik oyun kurucu rolündeydi, yine fark yarattı çok erken gol atıp. Böyle maçlarda erken golü bulan şüphesiz ki avantajlı oluyor. Alex'in kendisinin de dediği gibi attığı gol Beşiktaş'ın taktiğini ekarte etti. Beşiktaş'ta ise Denizli her ne kadar böyle maçlarda takımla oynamayı sevse de dün akşam, genel olarak oynattığı taktiği oynattı. Sadece İsmail tercihi biraz garip oldu, uzun zaman oynamadığı için ama fena da oynamadı Köybaşı.

fb_bjk63

Mustafa Denizli'nin maçtan sonra hakeme kızmaktan fırsat bulabildiği kısıtlı saniyelerde defansif sayılabilecek bir taktikle neden oynadığını da açıkladı. Fenerbahçe'nin yediği gollerden sonra paniklediğini ve iyi oynayamadığını ve önce rakibi yorup sonra 60’ civarında atılacak bir gol hedeflediklerini anlattı. Maçın başında bu düşünceyle sahaya çıktıklarını söyledi.
Alex'in nispeten bireysel becerisi ile attığı gol olmasa amacına ulaşabilirdi. Gole rağmen de ulaşabilirdi ama sonuçta olmadı.

Türkiye'de derbilerde Sergen, Alex, Tümer işte Hagi gibi adamlar maç alıyorlar. Dünyada artık böyle değil belki ama Süper Ligde durum böyle gibi görünüyor. Beşiktaş'ta öyle bir adam yoktu. O görevi yapmaya çalışan Almanlar vardı ama kesinlikle asli görevleri ve yetenekleri bu değil. Misal beğenmediğim Delgado bile deplasman derbilerinde gol atıp, asist yapıp skora etki etmiştir. Beşiktaş'ta bu eksikti. En azından dünkü maç için Fenerbahçe'nin kazanma nedenlerinden biri buydu.

fb_bjk19

Mantıksal çerçevede Beşiktaş'ın herhangi bir şampiyonluk şansı kalmadığı açık. Aynen bu hafta olduğu gibi ligin son grafiğini çizecek bir diğer maç haftaya oynanacak. Kader maçı#2 ise Galatasaray vs Bursaspor olacak. O maça göre her şey olur artık bu ligde.

Spartacus : Blood and Sand



İlk sezonunun bitimiyle favori dizilerim arasında üst sıralara çıktı Spartacus. İlk bölüm itibariyle izlenebilir ama çok fazla takipçisi olmaya gerek yok demiştim dizi hakkında. Bunda kullanılan efektlere alışmamış olmamın etkisi büyüktü tabi. Fakat bölümler geçip, karakterleri tanıdıkça, alt yazı çıktığı anda izlerken buldum kendimi. Zaten son bölümlerde inanılmaz bir tempo yaratmışlardı dizide, sezon finaliyle beraber zirve yaptılar. İzlediğim en sağlam sezon finaliydi. Çok fazla yazmak istemiyorum sezon finali hakkında, birisi denk gelir vs. tüm zevki kaçar. Sabah 5 civarı izlediğim bölümden sonra acayip gaza gelmiş hissettim kendimi.

Dizide kan ve cinsellik çok ön planda gibi gözükebilir. Dizinin yapımcılar ne varsa hani mecazi anlamda değil cidden ne varsa göstermekten çekinmiyorlar bu sahnelerde. O yüzden bu diziyi izlerken dikkat edilmesi gerekebilir. ) Aniden odaya giren birisine Spartacus izliyorum derseniz inandırıcı olmayabilir. Hatta dizi ilk başta cinsellik ve şiddet yönüyle tanınıyor ama bölümler geldikçe çıplaklığa-zaman zaman aşırı abartılmış kan efektlerine aldırmıyorsunuz ve ortada dönen olaylara konsantre oluyorsunuz. Hiçbir konuyu uzatmıyorlar, sündürmüyorlar. O yüzden dizi boyunca yok artık dediğimiz olaylar vuku buluyor.


Dizide oldukça tanıdık yüzlerde yer alıyor. Mumya filmlerinden bildiğimiz John Hannah, gladyatör okulunun sahibi Batiatus rolunu canlandırıyor. Zeyna'dan tanıdığımız Lucy Lawless Zeyna'daki gizemini kaybedip, tüm yönleri ile karşımızda bu dizide. Batiatus'un eşi Lucretia rolünde. Karı-koca çevirdikleri entrikanın haddi hesabı yok dizide. 300'den tanıdığımız ve filmin başında kuyuya uçarken gördüğümüz siyahi abimiz bu dizide Doctore rolu altında karizmatik gladyatör eğitmenimizi canlandırıyor.

13.bölümüyle sezon finalini yaptı dizi. 2.sezonun olacağı söyleniyor ama ne zaman başlayacağına dair bir bilgi bulamadım. Bunun sebebi ise dizinin başrol oyuncusu Spartacus'u canlandıran Andy Whitfield'in kansere yakalanmış olması. Michael C.Hall'dan sonra favori dizilerimden birisinin daha kansere yakalanması üzüyor insanı. Umarım bir an önce sağlığına kavuşur. Spartacus:Blood and Sand'a hala bir şans vermediyseniz en kısa zamanda yapacağınız işlerden birisi olsun bu diziyi izlemek. Hatta imkanınız varsa bölümleri 720p olarak indirip dizinin keyfini arttırmanız tavsiye olur.



17 Nisan 2010 Cumartesi

Maicon


Maicon, sezonun en güzel gollerinden birisine imza atmış Juventus karşısında. Inter'in maç fazlasıyla liderlik koltuğunu almasının en önemli yardımcısı oldu bu gol. Şimdi gözler pazar günü derbiden çıkacak sonuçta. Roma derbisinden Lazio'nun puan çıkarmasını bekliyor Inter.

Golü Hd kalitesinde indirmek için ;


16 Nisan 2010 Cuma

Messi = 27 - Espanyol = 26


Hafta sonu oynanacak olan Espanyol-Barcelona maçından önce ilginç bir not var. Messi'nin 32 haftası geride kalan La Liga'da attığı gol sayısı 27. Espanyol'un ise takım olarak bu 32 haftada attığı gol sayısı ise sadece 26. Espanyol'un en golcü oyuncusu attığı 6 golle P.Osvaldo, onu 5 golle Ivan Alonso takip ediyor. Espanyol bu durumuyla ligin en az gol atan takımı durumunda. Lig sonuncusu Xerez'in 28 golü var. Buna rağmen küme düşme hattının 8 puan yukarısında 14.sırada yer alıyorlar.

15 Nisan 2010 Perşembe

St. Pedro


Harika bir gole imza attı dün gece Deportivo karşısında Aziz Pedro. Topu durdurmadan, gelişine harika bir vuruşla boş kaleye ağlara gönderdi. Bu sene ligde attığı 9, toplamda ise 19.golü oldu bu Pedro'nun.

13 Nisan 2010 Salı

Banega vs. Emery


Valencia hafta sonu Mallorca deplasmanına çıktı İspanya'da. Maçın 73.dakikasında 3-1 Mallorca üstünlüğü devam ederken Emery, Banega'yı çıkartıp yerine David Silva'yı almış. Olanlar ise o andan sonra olmuş. Banega'nın Emery'ye verdiği tepkiden sonra forma yüzünü bir daha görmemesini normal karşılarım ben. Arjantinli oyuncuda bunun farkına varmış olacak ki bugün Emery'den, takım arkadaşlarından ve taraftarlardan özür dilemiş. Yenilginin verdiği üzüntüyle bu hareketleri yaptığını söylemiş.

12 Nisan 2010 Pazartesi

Hiddink Çırağan'da

Tff'nin ''Stratejik Plan'' adı altında çizdiği 4 yıllık yol haritasının tanıtılmasıyla sebebiyle düzenlenen toplantıda yer almış Hiddink.

Tff'nin hazırladığı Stratejik Planı'nın 46 sayfalık pdf dosyasına ulaşmak için ; tıkla.

Galatasaray 4 - 1 Diyarbakırspor

''Sanmasınlar seni yalnız biz buralARDAyız'' pankartını hatırlıyorum. Bugün bakıyoruz ortada kimse yok. Protesto adı altında yapılan bestede kendi takımının kaptanına kız arkadaşına yaptığı bir jestten dolayı ''sinema peşinde'' diye bel altı vurmak. Arda ile uğraşmak senin neyine derken kendi hazırladığın besteyle kaptanınla bizzat uğraşmak... Rakipler bu şekilde bel altı vurunca demediğimizi bırakmayız ama Arda'nın evim dediği yerde aynı davranışı maç boyu yapmak. 2 hafta önce Büyük Kaptan'dı ne değişti 2 haftada. Kötü gidişin sorumlusu oynamadığı maçlar yüzünden Arda mı oldu ?

Ruh diyorlar, kim ne derse desin bu takımda ruhuyla oynayan ilk adamdır Arda. Arda'nın gitmesi gerekiyor diyen tanıdıklarıma hayır, kalması lazım derdim hep. Git ama Arda sene sonunda. Gittiğin zaman anlaşılır bu gece yapılanlar belki. Rakiplerin sürekli birbirleriyle oynayacak e hadi oldu 2 hafta sonra tekrar potaya girdin, bunun sebebi bu gecedir denir büyük ihtimal. Büyük Kaptan diye bağırılmaya başlanır. Bu gece yapılanlar bir anda unutulur.

Protesto olur, üzüntün belli edilir. En doğal hakkıdır bu taraftarın,tabi dozunu bilirsen. Fakat Asy'de Galatasaray'la özdeşleşmiş bir tezahuratı ıslıklamak, gollerden sonra ıslıklamak. Jo'nun ıslıklandığı kadar rakip takımlar ıslıklansaydı keşke. Sen var ya sen yerine ıslıkla baskı yapılsaydı kim bilir Ibb maçında 3 puanı aldıran bir tribünü görürdük veya Fener maçında oley seslerini duymazdık.

Milan Baros-Keita işbirliğini çıkar hatırlamak istemediğimiz bir gece geride kaldı.

11 Nisan 2010 Pazar

El Clasico Sonrası



- Real Madrid, düne kadar kendi evinde oynadığı 15 maçtan 45 puan çıkartmayı başarmıştı. 16.maçta mağlubiyeti tattıran takım Barcelona oldu Real'e. Bugün biten başka bir seride Real'in 12 maçlık galibiyet serisiydi.

-Son 4 Clasico'dan galip ayrılan taraf Barcelona oldu.

- Real Madrid, geride kalan 30 haftada sadece 4 maçta gol sevinci yaşayamamıştı. (Sporting Gijon, Osasuna, Barcelona ve Bilbao) Bu maçların ortak özelliği hepsinin deplasmanda olmasıydı. 5.maç yine bir Barcelona maçı oldu Real için. Bu sefer kendi sahasında gol atamadan bitirdi Clasico'yu.

- Bir diğer ilginç ayrıntı ise 10'un laneti. 10 Kasım'da 4-0'ın rövanşında Alcorcon'u 1-0 yenmesine rağmen Kral Kupasından elenmişti Real. 10 Mart'ta ise yine kendi evinde Lyon'a elenip Şampiyonlar Ligi'ne elveda demişti Madrid temsilcisi. 10 Nisan'da ise bu sefer karşılarına çıkan takım Barcelona oldu ve La Liga liderliğini, geride kalan 31 haftayı göz önüne alırsak şampiyonluğa elveda dediler.


- Real Madrid, 11.haftada Barcelona'ya bıraktığı liderlik koltuğunu tekrar 25.haftanın sonunda alabilmişti. Barca, kadar uzun sürmedi zirvedeki hakimiyeti. 31.haftada tekrar Barcelona'ya devretmek zorunda kaldı. Bu sene 9 hafta liderlik keyfi süren Madrid, sadece 1 kez 11.haftada Barca'dan puan olarak üstün duruma geçebildi. Geri kalan haftalarda averaj farkıyla liderlik koltuğundaydı.

- Son 5 lig maçının hepsinde gol atmayı başaran Higuain bu maçta sezonun en kötü futbolunu oynadı. Lionel Messi ise son 1 ay içerisinde oynadığı son 9 maçta 14 gole, sezondaki 40.golüne imza atmış oldu, bugünkü golüyle.

Real Madrid 0 - 2 Barcelona



- Real Madrid-Barcelona maçlarının gelmesini sabırsızlıkla bekleriz. Herhalde bu maçların gelmemesini isteyen tek adam Gago'dur. Zaten beklenen patlamayı bir türlü yapamadı, üstüne formsuz bir dönem geçiriyor kendi adına. Fakat bu elemanın Xavi karşısında çektiğini kimse çekmemiştir herhalde. 2-6'lık maçta bir sahne vardı blogda bahsetmiştim. O gün başladığı işkenceye bugünde devam etti Xavi. Rıdvan ve Ercan Taner ikilisi Barca'nın ilk golünde sürekli Messi'den bahsederken o pası unuttular Messi aşkıyla.

- Real Madrid'de normal performansının yakınına yaklaşan bir isim bile yoktu sahada. Casillas'ı dışarı alıyorum tabi bunu yazarken. İsyanı, üzüntüsü suratından okunuyordu Iker'in. Kameralarda bunu yakalayınca uzun uzun ekrana getirdiler. Gago'nun 45'de çıkmasını beklerken 90 dakika sahada kalması Pellegrini'nin en büyük eksisi oldu. Üstüne 45'de gelmesi gereken Guti hamlesi geçte olsa gelmek üzereyken Pedro'nun golü bitirdi Real'i. Guti, girer girmez pozisyona soktu Vaart'ı. Fakat Vaart acemice harcadı pozisyonu ve Real'in beraberlik şansını.


-Maçtan akılda kalanlar, Xavi'nin performansı, Ramos'un kırmızı kartı görmek için aşırı kasması , Ercan Taner'in Gonzales ve yan hakem hakkındaki küs olabilirler mi sorusuydu. Bir ara Rıdvan Dilmen anlamsız şekilde üçlü averaja kafayı taktı. Şampiyonluk yarışına dahil sandı herhalde Valencia'yı. Maç sonu puan durumunu görünce anlamıştır herhalde ligin durumunu.

-Kalan 7 maçta Barca'nın ligi bırakacağını sanmıyorum Real'e, fikstürü zor olsa dahi. Bu kadar harcamanın sonunda Alcorcon, Şampiyonlar Ligi ve La Liga'nın kendi evinde Barca'ya yenilerek kaybedilme ihtimalinden sonra sene sonunda Pellegrini'nin durumu artık çok zor. Perez'in teknik adam arayışı başlamıştır son düdükle beraber.

10 Nisan 2010 Cumartesi

7 Nisan 2010 Çarşamba

Real Madrid vs. Barcelona


El Clasico'ya sayılı günler kala As gazetesi iki takım için bir anket düzenlemiş. Oyuncuları-teknik adamları ve yedekleri karşılaştırmışlar. 200 bin oy kullanılmış şimdiye kadar. Barcelona'nın geride kaldığı 3 seçenek var sadece. Doğal olarak kalede Valdes-Casillas eşleşmesinde %68 ile Casillas'ı seçmiş anketi oylayanlar. Arbeloa-Maxwell'de %67 ile Arbeloa, Higuain-Zlatan'da ise % 65 Higuain'i seçmişler. Aslında ben bu seçimin Zlatan tarafındayım ama bu seneki performanslar göz önüne alınınca normal bir sonuç olmuş. Tek katılmadığım Ramos-Alves eşleşmesi olmuş. Ramos, Alves karşısında oyların sadece %26'sını alabilmiş. İki oyuncu arasında seçim yapsak tercihim Ramos olur benim. En önemli iki isimin karşılaştırılmasında Messi ezip geçmiş Ronaldo'yu. Oy veren 200 bin kişiden sadece %30'u Portekizli yıldızın tarafında olmuşlar. Maç sonucu için % 8 beraberlik tercih edilirken geri kalan %92'lik kısım eşit olarak tercih edeilmiş iki takım adına.

Tıklayarak ankete katılabilirsiniz..

6 Nisan 2010 Salı

Brezilyalıların Penaltı Sorunu


Paradinha'ya olan takıntılarını biliyorduk ama bu sefer iyice abartmışlar durumu, neyse ki penaltının kaçması sonucu yeni bir akımın yaratıcısı olmamış.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Real Madrid 100 Gole Ulaştı


Real Madrid, bugün Racing Santander karşısında aldığı 2-0'lık galibiyetin ardından bu sene 3 kulvarda attığı gol sayısında 100'e ulaştı. Bu 3 kulvar ; La Liga, Şampiyonlar Ligi ve Copa Del Rey. La Liga'da 30 maçta 83, Şampiyonlar Ligi'nde 8 maçta 16 ve Copa Del Rey'de 2 maçta 1 gol attı Real Madrid. Copa Del Rey'de Alcorcon'a sadece 1 gol atmaları en dikkat çeken taraf tabi.

Bu 100 golün 51 tanesi Ronaldo-Higuain ikilisinden geldi. Higuain toplamda 26 (ligde 24), Ronaldo ise 25 (ligde 18) gole sahip. Bu ikilinin en yakın takipçileri 8'er golle Benzema ve Kaka oldu. Takımın asist kralı ise kendisine yapılan eleştirilere rağmen 10 asistle Kaka.

4 Nisan 2010 Pazar

Çikolata Messi


Daha önce çikolatadan yapılmış Puyol'u görmüştük. Şimdi sıra Messi'ye gelmiş. 115 kilo çikolatadan meydana gelmiş bu eser.