6 Eylül 2009 Pazar

Türkiye 4 - 2 Estonya


Olayı son ana bırakmayı hep başarıyoruz. Ya sonlarda patlıyoruz ya sonlarda seviçten çıldırıyoruz. Grupta yine olayı son maçlara bıraktık, yine gerilim yaşayacağız ama şimdi ipler bizim elimizde değil. Euro 2008 öncesi Norveç+Bosna maçlarını kazanırsak kesin olarak şampiyonaya katılacağımızı biliyorduk. Bu sefer ipler başkalarının elinde. Bosna maçını kazansak bile üstüne Bosna'nın puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Bu senaryodan bakalım nasıl çıkacağız. Şimdi Estonya deplasmanında son vuruş beceriksizliğimiz yüzünden kaybedilen 2 puan cebimizde olsaydı..

Arda Turan ve Emre. Bu iki adamın aynı anda formda olduğu bir maçı ilk kez izledik herhalde. Fakat bu seyir zevki sadece ilk yarı sürdü. Arda Turan,hakkında yazılması gerekenleri bu sene sergilediği performansla herkes fazlasıyla yazıyor zaten. İnanılmaz bir gelişim geçiriyor Arda. Tek eksik yanı olan şutlarını da yavaş yavaş geliştiriyor. Bir diğer önemli isim ise ne kadar Tsl'de antipatik olursa olsun Emre. Fenerbahçe'nin bu sene en önemli bana göre en iyi ismi. Kafası rakipte veya hakemde değil topta olduğu zaman bu takımın ileriye çıkma,oyun kurma sorunu kalmaz. Bu performanslarını -özellikle Emre- maç boyuna yaydığı zaman Tuncay-Hamit-Sercan(Semih) gibi isimlerle harika bir hücum takımı ortaya çıkacak. Fakat bir türlü bizim oyuncularımız aynı anda sahaya çıkamıyorlar veya sahada birisi gezinirken birisi iş yapmaya çalışıyor.


Yediğimiz ilk gol Arda'dan başlayan-Hamit'le devam eden bir hatalar zinciri sonrası geldi. İkinci golde vurdurmamak lazımdı hadi bunu mazur görsek bile Estonya'nın 2-3 kez ara paslarla Volkan'la neredeyse başa baş kalması Bosna maçı öncesi güzel sinyaller değil. Hücum hattı her ne kadar umut saçıyorsa, gerisi bir o kadar alarm veriyor. Emre-Hamit ikilisinin top rakipteyken topun arkasına geçmesi gerekiyor ama özellikle Hamit bugün hiç oralı olmadı. Sakatlık etkisinden diyelim. Bosna maçının başlangıcında Hamit'i sağ tarafa kaydırıp-her ne kadar o bölgeye hapsetmek gibi olsa- Emre'nin yanına M.Sarp veya Nuri-Ceyhun'dan birisiyle başlamak daha olumlu olabilir.

Bu sefer golü yersek zor olabilir diyeceğim düz mantık. Ama gol yemeden kendimize geldiğimiz bir maç yok. Maç sonu Rıdvan Dilmen eski maçlardan bahsederken neredeyse tüm maçlarda ilk golü yiyen taraf biziz. Yunanistan-Norveç-Euro 2008 maçları-Bosna-Belçika-Estonya. İşin acısı ilk golü attığımız önemli maçları-İspanya-Almanya- kazanmayı başaramadık. O yüzden bizim Milliler hakkında maç öncesi yazılanlar genelde tutmuyor.

Fatih Terim'in başında olduğu bir takımdan her zaman umutluyum. Bosna-Belçika-Ermenistan'dan 9 puan alacağımıza inanıyorum. Gerisi rakiplerimizin Bosna maçları performansına bağlı...

Hiç yorum yok: