25 Haziran 2008 Çarşamba

Finale doğru

" Yürekleriyle oynuyorlar "
.
Neredeyse tüm Avrupa medyası bizim takımdan bu şekilde bahsediyor. Haksız da değiller, biz kötü seçimlerimizi, göz doldurmayan oyunumuzu biraz şansımızın yardımıyla da olsa yüreğimizle kapatan bir takımız. Bugün ülke tarihinin en büyük maçlarından birine çıkıyoruz ve tam bir turnuva takımına, bu tip maçların en deneyimli takımına karşı oynayacağız. Kadromuz yerle bir durumda, sakatlık ve cezalılardan dolayı sadece 14 kişi maç kadrosunda yer alacak. Yani olası bir vakit geçirme vs durumunda 3. oyuncu değişikliği hakkımızı kullanırsak kaleci Tolga turnuvadaki ilk maçında orta saha oyuncusu olarak mücadele edecek, şayet olursa da turnuvada yeni bir ilke imza atarız. Rakibimiz Almanya'da ise dert, sıkıntı falan yok herşey güllük gülistanlık, 23 oyuncu da fit ve oynamaya hazır durumda maçı bekliyorlar. Löw son basın toplantısında klasik Alman mantığıyla da olsa oldukça temkinli bir şekilde konuştu. Maçı çok ciddiye aldıkları belli oluyor. Tabi takımının gücünü de biliyor o da ayrı, açık konuşmak gerekirse bugüne kadar yarattığımız mucizevi hamlelerden daha iyisine ihtiyacımız olacak, malum Almanya bu tip turnuvaların deyim yerindeyse en kaşar takımı ve işimiz hiç kolay değil.
.
Hani kompleks olarak algılamayın ama haziran'ın 25'inde orda olmamız ayrı bir güzellik bizim açımızdan, birçok ülkenin desteği şu anda bizimle birlikte, İngiltere de birçok yazar madem biz yokuz o zaman oyunuyla, yaptıklarıyla ilgi çeken Türkiye'yi tutalım modundaydı turnuva başında, şu an bu destek ise artarak devam ediyor. Böylesine muhteşem geri dönüş ve aldığımız sonuçlarla birçok yerde insanların desteği bizimle birlikte. Sonuçta bu yaşanan bir peri masalı gibi ve birçok ülkede insanlar buna gıptayla bakıyorlar. Amerika'nın büyük kanallarından ESPN'deki Soccer programında 20 dakika bizim takım konuşuldu. Bu tip hikayeleri çok seven amerika'lılar bizi öve öve bitiremediler. Varmı daha ötesi ?



Bugün bu çocuklar için aslında baskının tavan yaptığı bir gün olacak. Malum Almanya'da yaşayan 4.5 milyon Türk var ( bizim elediğimiz Hırvatistan'ın 5 milyon olduğunu hatırlatalım ) ve bu maç diğer maçlardan bu yönüyle çok daha farklı. Bu maçı Almanya'da yaşayan tüm gurbetçilerimiz ayrı bir heyecanla seyredecek, 40 yıllık ezilmişliğin, horgörülmenin bir rövanşı olacak bir nebze bu maç, bunca zaman maçla hiç alakası olmayan insanların bile kalbi 90 dakika boyunca galibiyet için çarpacak. Bunca zaman klüplerimizin, milli takımımızın her daim evi gördükleri, cezalı olduğumuz her durumda ilk opsiyon olan, desteğini hiç esirgemeyen, hatta yeri geldiğinde Münih olimpiyat stadında 50 bin kişiyle takımı destekleyen bu insanlar bugün ekstradan bir sevinci hakediyorlar, maç sonunda üzülmezler umarım. Malum şayet aksi bir sonuç olur da yenilirsek biz kendi içimizde üzüntümüzü yaşayabilirken, orda kutlamalarla başbaşa kalmak da var.

Gary Lineker "Futbol 22 kişinin topun peşinde koştuğu ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" demişti zamanında, bugün umuyorum ki diğer maçlarda yıktığımız ezberlere bir yenisini ekleriz. Hatta abartıp bu lafı kendimize de malederiz. Bugün işimiz gerçekten zor ama yenilsek de turnuva tarihine adımızı altın harflerle kazıyan bu çocuklara teşekkür etmek boynumuzun borcu olmalı.

Hiç yorum yok: