Evet Portland Trail Blazers'dan bahsediyorum. Eskiden beri bu takıma karşı bir sempatim vardır. Sabonis'li, Rasheed'li, Brian Grant'li, Bonzi Wells'li, Steve Smith'li kadro. Jermaine O'neal'ın yavaş yavaş kendini bulmaya başladığı yıllar. Savaşan ve bana göre sempatik adamların olduğu bir kadro idi. Hiç bir zaman delicesine desteklemedim, mağlubiyetlerinde ağlamadım belki ama her zaman NBA'deki 2. takımım olmuştur (Tuttuğum takım San Antonio Spurs'dür). Bu takımın yavaş yavaş dağılmasını ve kadrosunda bir sürü yetenekli ama gamsız, kazanmak için herşeyini sahaya yansıtmayan adamlarla dolu bir takım haline gelmesini maalesef üzülerek takip ettim.
Ancak 2 sene içinde bir takım nasıl toparlanır gösterdi Portland. Gerçekten müthiş bir yöneticilik başarısıdır bu. Draftta iki sene üst üste başarılı seçimler yaptılar, üstüne çok iyi takaslar yaptılar. 2006 yılının draftında takımın üzerine kurulacağı iki tane genç aldılar: Roy (2007 - yılın çaylağı) ve Aldridge. Ertesi sezon draftta ilk sıradan Oden'ı kaptılar. Gerçi kendisi ilk sezonunu microfracture ameliyatı yüzünden pas geçmek durumunda kaldı ama yine de Portland kendisinden umutlu. Zach Randolph'u New York'a postalamaları da bir dönüm noktasıdır Portland için. Hiç bir şekilde savunma yapmayan ve eline aldığı topu bir daha asla vermeyen, hücum akışının tıkanmasına sebebiyet veren Randolph'u da zaten ancak New York gibi bir takım alırdı. Her neyse New York konusuna girersek çıkamayız. Karşılığında Channing Frye gibi elleri yumuşak bir uzun ve kontratını satın alıp salary cap boşaltmak amaçlı olarak Steve Francis'i aldılar. Bunlara bir kaç sezon önce ekledikleri Outlaw, Jack ve Webster'ı katınca kadronun ne kadar genç ve ne kadar yetenekli olduğunu anlıyoruz. Henüz hiç tecrübeli değiller, Oden gibi bir silahtan yoksunlar ve buna rağmen sezonu büyük ihtimalle, %50 galibiyet yüzdesinin üstünde bitirecekler. Takımdaki bir başka sorunlu ve 2 senedir sakat olan oyuncu Darius Miles'la da yolların ayrılması bekleniyor.
Portland başarı dolu yıllara koşar adımlarla yaklaşıyor. Burada taraftarların yatıp kalkıp eski San Antonio scout'u ve yardımcı koçu Kevin Pritchard'a dua etmeleri gerekiyor. Bu takım onun eseri. Ama insan düşünmeden edemiyor, ya Webster yerine Chris Paul - Deron Williams ikilisinden birini alsalardı 2004 draftında. Önümüzdeki 10 yılın tartışmasız geleceği en parlak takımı olurlardı. Kimilerine göre şu anda zaten öyleler ama bu iki point guard'dan biri çok şeyler katardı takıma. Yine de şu anki takımın geleceği çok parlak ve Portland taraftarları çok ama çok memnunlar.
Ne demişler, düşüşün ne kadar şiddetli olursa, çıkışın da o kadar yükseğe olur. Yürüyedur Portland.
Not: Kusura bakmayın NBA ile ilgili pek yazı giremedik son zamanlarda, playoff'larla beraber tam hız devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder