30 Mart 2010 Salı

Real Madrid 3-2 Atletico Madrid

Real Madrid v Atletico Madrid La Liga X6-dJV02NAQl

Yanılmıyorsam NTVSpor’da maçı anlatan Ersin Düzen’di ve maçın başından sonuna Atletico Madrid’in Real Madrid’i yenemediğini vurguladı.

Televizyon başındaki ben bile baskı altına girdiysem bu durumdan, sahadaki futbolcuların az çok etkilenmemesi mümkün değil. Gerçi bu maç sıfır baskı altında ve Calderon’da oynansa dahi Real Madrid favori olurdu. Arada ki kadro farkı muazzam aslında. Mesela Real Madrid’in ikinci golüne bakarsak; İspanyol milli Xabi Alonso inanılmaz bir pas veriyor, yine milli oyuncu Arbeloa’da öyle bir yerde duruyor ki Atletico Madrid’in ikinci yarıda zaten olmayan direncini kırdılar. Diğer taraftan Atletico Madrid beklerinin hücuma katkısı sıfır. Önlerinde oynayan kanat oyuncularının da defansa katkısı nerdeyse sıfır. Böyle oyunu tek taraflı oynayan oyuncularla bir yere kadar oluyor işte.

Bol gole rağmen etkileyici bir maç değildi. Atletico Madrid çok fazla pozisyon bulmadan 2 gol attı. Real Madrid çok daha fazla gol de atabilirdi. İlk yarının son 5 dakikasında önce Higuain sonra Ronaldo ikinci yarının zor geçeceğini gösterircesine pozisyonlar bulup faydalanamadılar.

Real Madrid v Atletico Madrid La Liga pUvrbWH8CoFl

Flores ise oyunu tutmak için değişiklik yapmadı. Maç içinde taktiğinden ödün vermemek bir erdem mi? Reyes yerine Jurado girdi ve Simao ile yer değiştirdiler. Fakat belki daha defansif bir oyuncu ile orta sahayı biraz daha sıkıştırmaya çalışabilirdi. Zaten tek etkili olan oyuncu Ronaldo’ydu Real Madrid’in ofansif oyuncuları arasında.

Real Madrid v Atletico Madrid La Liga RS-npmD7J6yl

Bu sene La Liga’nın inanılmaz zevkli geçeceğini tahmin ediyorduk. Ama sadece 2 takımın Şampiyonluk yarışında olması ve nerdeyse diğer takımlarla öylesine oynaması bence La Liga’nın ciddi sorunu. Ama sebep maddi olduğundan çözümü zor.

29 Mart 2010 Pazartesi

Galatasaray 0 - 1 Fenerbahçe


Bu akşamki maçla ilgili söyleyecek çok fazla sözüm yok. Ön liberoların resmen top almaktan korkuyor, bu yüzden ileriye top şişiriyorsun. Oyunun tamamını devre arası takıma katılan yeni stoperin yönlendirmeye çalışıyor. O stoper şu an Galatasaray'da ön libero oynayacak olsa mevcut kadroda ön libero olarak adlandırılan herkesten daha iyi bir oyun ortaya koyar. Son 10 dakika oyunu kursun diye tüm takım onun ayağına baktı. Ayhan'ı sevmemin en büyük sebebi, ne olursa olsun rakibin arkasına saklanmamasıdır. Top kaybeder, kötü pas atar ama sorumluluk alır. O topu ileriye taşıma görevinin kendisinde olduğunu bilir. Topal'ın inanılmaz düşüşü hakkında biz değil kendisi konuşsun, Sarp'da artık iflas etmiş durumda.

Rijkaard'ın, Arda oynamayı çok istedi açıklaması ise bana göre yapılmaması gereken bir açıklamadır. Isınırken Lig Tv Arda'yı gösterdiğinde çocuk zıplayamıyordu bile ağrıdan. Takımın kaptanı olarak ne kadar amatörce olsa da oynamak isteyecektir, ama Rijkaard gibi bir isimin buna izin vermemesi gerekirdi. En basiti ilk 18'e almazsın, bunun sebebini mantıklı şekilde açıklardın kaptanına. Madem bu riski aldın ne kadar kötü oynasa da çıkanın Topal değil Elano olması gerekirdi ki en azından seken toplar bizde kalsın, zaten yumuşak olan orta alanı yumuşatmayalım. Sonuç olarak, teknik hatalar, oyuncuların isteksizliği ve kalecinin büyük hatasıyla tıngır,mıngır kaleye giden bir top sonucunda tüm senenin emeğini rakiplerinin maç sonuçlarına bıraktık.

27 Mart 2010 Cumartesi

Zlatan # 11


Sırtıyla pas verdi adam Messi'nin önüne. Akla gelecek bir hareket değil yaptığı o sırada. Gol olsa Guti'nin topukla yaptığı asist kadar konuşulacak bir asist olacaktı. Takımının galibiyet golünü de attı bugün Mallorca karşısında ve gol sayısını 15'e çıkardı La Liga'da.

Hayırlı Olsun


Merakla beklediğimiz seçimi istediğimiz renk, istediğimiz kişi kazandı. Adnan Polat ve ekibi 2 yıl daha Galatasaray'ın başında olacaklar. Part-time yöneticiler, üstüne Haim Fresco isimi falan geçince çok daha rahat kazanmalıydı Başkan bu seçimi. Fakat gün boyunca forumlardan okuduklarım birazda olsa tedirgin etti. Evden dışarı çıktığımda gerek telefondan spor sitelerine bakarak, gerek arkadaşları arayarak sandıklardan çıkan oyları takip etmeye çalıştım. Seçim takip etmek, hele ki desteklediğiniz taraf kazanıyorsa oldukça zevkli oluyor. 2 yılda sportif başarı anlamında istenilenler gelmese bile yapılanlar ortada A.Polat ve ekibi tarafından. Bir 2 yılı daha her türlü hak ediyorlardı ve hak ettiklerini aldılar. ''Küçük'' ve saz arkadaşları oldukça üzülmüştür bu sonuca. Kinlerini kusmaya, nefret kazanmaya devam edeceklerdir bundan sonra.

23 Mart 2010 Salı

1943-2010


Başkanlık dönemi boyunca bırakacağı günü bekliyordum. Aday olmayacağını söylediğinde gayet mutluydum. Canaydın'la geçen karanlık günlere inat diye çok yazım hatta bulunduğum ortamlarda. Sağlık durumunun kötüye gittiğini öğrenince ise Allah acil şifalar versin demekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Galatasaraylıydı, bu futbol camiasının göremeyeceği kadar beyefendi -sayılı- insanlardan birisiydi ama başkanlık döneminde hem kendisi çok yoruldu hem biz çok yorulduk. Vefat haberini almak ise çok üzüyor insanı. Dakikalar geçtikçe içimizdeki üzüntü artıyor. İlk haberi aldığımda sessiz kalsam da, zaman geçtikçe insanın içine batıyor bu haber.

Mekanın cennet olsun Özhan Canaydın, huzur içinde yat.

22 Mart 2010 Pazartesi

Messi,Messi,Messi


3-0'dan sonra Barcelona'da Zlatan'a gol attırma çabaları başlamıştı. Zlatan'ın inanılmaz kötü oynaması sonrası bu çaba sonuç vermedi Barcelona'da. Bu arada Zaragoza'da çaktırmadan durumu 3-2'ye getirip hayırdır sorusunu sordurdu bizlere. Barca'nın kalan 3-4 dakikada gol yemeyeceği bana göre çok belliydi, sırf Zlatan için oyun disiplininden kopmuşlardı,tekrar maçı hatırlamaları çok uzun sürmezdi, top çevirerek bitirirlerdi maçı. Fakat Messi bugün oynadığı harika oyunu inanılmaz biçimde taçlandırdı. Yaptırdığı penaltı bana göre bu maçta attığı gollerden çok daha önde. Santradan sonra gaza gelen Zaragoza'lı oyunculara boşuna heyecan yapmayın ben burada olduğum sürece dedi. Defansı sağa-sola yatırarak, çok kolay bir olaymış gibi yaptırdı penaltıyı Arjantinli. Penaltıyı da Zlatan'a kullandırttı. Ligde oynadığı son 4 maçta 9 golü var. Valencia ve Zaragoza karşısında hat-trick yaptı. Daha neler göreceğiz bakalım bu adamdan.


Zlatan'da bugün kariyerinin en kötü performanslarından birisini sergiledi. Bir ara yazarız onun hakkında, bu performansı hiç yakışmıyor İsveçliye. Messi'ye teşekkür etsin verdiği güzel hediye için.

21 Mart 2010 Pazar

Van Der Vaart'ın Golü ve Hatıralar


Real Madrid'in, S.Gijon'u 3-1 yenerek liderliğini sürdürmeye devam etti. İlk yarıda oldukça kötü top oynayan Real Madrid golü yedikten sonra açıldı ve Gijon'u gol attığına pişman etti. Fakat Real Madrid'in ilk golünde hakemler büyük bir hataya imza attılar. Gijon'un golünden bir dakika sonra Ronaldo ile frikik kazandı Real. Ronaldo'nun vuruşu sonrası kaleci Juan Pablo'dan dönen topu Vaart tamamladı ama topu manşet ile kontrol edişi hakemlerin gözünden kaçtı.


Bu golü izledikten hemen sonra aklıma 1999'da Ali Sami Yen Stadı'nda oynanan Galatasaray-Hertha Berlin Şampiyonlar Ligi maçı geldi. Michael Preetz'in 12.dakikada attığı gol öncesi yaptığı top kontrolü de aynen Van Der Vaart gibi manşetle olmuştu. Preetz'in golünün capsını Youtube'dan aldığım için oldukça kalitesiz oldu ama tıklayarak golü hatırlayabilirsiniz...

17 Mart 2010 Çarşamba

Dün Geceden JM




Special One İntikamı Aldı...


Maçı izleyemediğimi bir önceki postta söyledim zaten. (Tekrar sağ ol Star.) Şu an kafamın durumu ve sabahı düşünerek bu gece geniş özeti de izleyemeyeceğim Fakat maç 0-1 Inter'in üstünlügü ile bitti ve tur atlayan takım Mourinho'nun Inter'i oldu. Jose Mourinho, benim için çok özel bir adamdır. Chelsea'dan haksız yere gönderildiğini düşünüyorum hala. Sabahlara kadar tartışıp, konuşmuşumdur Jose için. Abramovich ve Ancelotti ikilisini son 16'da bıraktı bu skorla. Bana göre intikamını almış oldu, bu sonuçla beraber. Zaman bulursam uzun uzun yazarım hakkında Jose hakkında. Jose'yi anlatan bir video ile bitsin bu postta.

16 Mart 2010 Salı

Teşekkürler Star Tv


Spiker kalitesi, yayına santra ile beraber bağlanması vs. değinmiyorum o konulara. Santrayla başlasınlar zaten yoksa kendilerini büyük futbol yorumcusu sanıp senede 1-2 kez izledikleri, adlarını zor söyledikleri adamlar hakkında ahkam kesmeye çalışıyorlar. Şampiyonlar Ligi 2.tur maçlarının bana göre en önemli eşleşmesiydi Inter-Chelsea eşleşmesi. Jose Mourinho, yeni takımıyla Stamford Bridge'e, kendisine eskiden tapan seyircinin karşısına çıkacaktı. Ben Star'ın harika yayın politikası sebebiyle uzun zamandır beklediğim eşleşmenin rövanş maçını izleyemiyorum. Jose intikam alsın diye senelerdir bekliyorum açıkçası. İnternetten izlerken ise sürekli duraksayan yayın yüzünden herhangi bir zevk alma ihtimalim yok benim. Kaç oluyor bu saymaya gerek yok- gecenin eng ereksiz maçını yayınlamalar-maçı vermemeleri. Çok ağırşeylerde yazmak istemiyorum ama tahminimce D-smart denilen olay ellerinde patladığı için bu maçı o taraftan yayınlıyorlar. Sanıyorlar ki böyle yapınca D-Smart'a olan ilgi artacak, iyice antipati topluyorlar ellerinde patlamaya devam eder o kutular. Tebrik etmek lazım kendilerini.

Futbol ülkesiyiz diyoruz, Uefa finali yerine kutu açtırmaca yayınlanır, en önemli-anlamlı maçlar şifreli kanaldan verilir.

15 Mart 2010 Pazartesi

C.Ronaldo'yu Bitirmeye Çalışmak




Dün oynanan ve Real Madrid'in 1-4 kazandığı R.Valladolid maçının skorundan çok maçın 43.dakikasında Nivaldo'nun Ronaldo'ya yaptığı hareket konuşuluyor. Maçın 43.dakikasında yere düşen Ronaldo'nun ayağına kasıtlı olarak bastı Nivaldo. Tamamen rakibini sakatlamaya yönelik bir hareketti ama bu pozisyonda kart bile görmedi. Marca'da maçın hakemi Mejuto Gonzalez'e 0 puan vermiş maç sonu değerlendirmesinde. Ronaldo'nun Valladolid maçında yaptıklarından meydana gelen bir video hazırlamış, Valladolid'li oyuncular genelde yere yatırmaya çalışmış Ronaldo'yu. Söz konusu harekette videonun 1.49 dk.sında gözüküyor.

13 Mart 2010 Cumartesi

Zlatan # 10

Barca'da son haftaların formsuz ismi Zlatan (son 8 maç 1 gol) antrenmanda yine coşmuş. Amacı neydi bilmiyorum bu atraksiyonu yaparken ama bu adamdan beklenir.

Zlatan serisine ulaşmak için ; Tıklayın...

10 Mart 2010 Çarşamba

Adios Champions, Adios Pellegrini


Final Barnebau'da, Kaka-Ronaldo-Xabi Alonso-Benzema transferleriyle girilen bir sezonda Real Madrid yine Şampiyonlar Ligi'ne 2.turda veda etti. Daha önce karşısında hiç maç kazanamadığı Belalısı Lyon ile eşleşen Real, ilk maçı 1-0 kaybetmişti. İlk maçı olduğu gibi bu maçı da izleyemedik Star Manu-Milan maçını verdiği için. Livescore'dan ve Bahisklavuz forumlarında izleyenlerin yorumlarından takip ettim maçı.6.dakikada Ronaldo'dan gelen golle Real'in kendi evinde turu rahat alacağını düşündüm ama sonuç öyle olmadı. Higuain'in kaçırdığı 2 net pozisyon varmış ayrıca ilk yarıda. 75'de gelen Pjanic'in golü turu Lyon'a getirdi.


5 senedir çeyrek final yüzü göremeyen Real yapılan tüm yatırımlara, finalin kendi evinde olması motivasyonuna rağmen yine 2.turda elendi. En son 2003-04'te çeyrek finale kalmış ve burada o senenin finalisti Monaco'ya elenmişti Real Madrid.

Marca çok sinirlenmiş bu sonuca doğal olarak ve başlığı, ''Adios Champions, Adios Pellegrini'' olarak atmış.

Son 5 senenin Şampiyonlar Ligi 2.tur sonuçları sonuçları aşağıdaki gibi Real cephesinde ;

2008-09

Real Madrid-Liverpool 0-1 4-0 (5-0)

2007-2008

Real Madrid - Roma 2-1 2-1 (4-2)

2006-2007

Real Madrid - Bayern Münih 3-2 1-2 (4-4)

2005-2006

Real Madrid - Arsenal 0-1, 0-0 (0-1)

2004-2005

Real Madrid - Juventus 1-0 2-0 uzatmalar (1-2)

9 Mart 2010 Salı

7 Mart 2010 Pazar

İspanya 2010 Dünya Kupası Formaları


Adidas mağazasında İspanya Milli takımının 2010 Dünya Kupası formalarını satmaya çalışan isimler ; David Villa-David Silva-Arbeloa ve Xavi Alonso.


Son Dakikaların Kurbanı : Kasımpaşa


Son dakika gollerinin sevinci ve üzüntüsü çok uçlarda yaşanır. Yakın tarihte benim aklıma gelen en üzücü son dakika golleri, geçen sene Kayseri'den Sami Yen'de yediğimiz gol ve bu sene yine Sami Yen'de Belediye ve Atletico tarafından Galatasaray ağlarına gönderilen toplardı. Hasan Kabze'nin, Servet'in veya Serkan Çalık'ın attığı gollerin sevinci de üzüntüler gibi en uçta yaşanıyor. Tarihten de bir çok örnek verilir, hatta son dakikalar deyince ilk akıllara Manu-Bayern finali gelir. Bir başka örneği bu gece Real-Sevilla maçında gördük. Ligimizde bu sene son dakikalardan yada daha doğrusu maçın son bölümünden en fazla etkilenen takım Yılmaz Vural'ın Kasımpaşa'sı.

- 6.haftada Galatasaray karşısına çıktı Kasımpaşa kendi evinde. İlk yarıdaki Ali Güneş'in kaleciliğini hesaba katmazsak 1-1 giden maçın 89 ve 90.dakikalarında Nonda'nın attığı 2 gol Galatasaray'a 3 puan getiriyordu.

-11.haftada Eskişehir önünde son 5 dakikaya 1-0 önde girmişlerdi, 86'da Burak'ın attığı golle 1 puana razı oldular.

-12.haftada Ankaragücü deplasmanında 1-0 geriye düştükleri maçta 82.dakikada Moritz'in golüyle 2-1 öne geçmelerine rağmen bu sefer Meye 89'da durumu 2-2'ye getirmiş. Paşa, yine 3 puan yerine 1 puana razı olmuş.

-16.haftada Diyarbakırspor önünde 86'da üstünlük golünü bulan taraf Kasımpaşa. Maçın skorunu ise 90.dakikada penaltıdan golü atan Diyarbakırlı Şener belirliyor. Son dakikada giden 2 puan daha.

-19.haftaya geldik. Paşa, 86.dakikaya girerken Antalya önünde 2-0 önde. Maç sonucu 2-2. 87'de Veysel, 89'da Necati atıyor Antalya'nın gollerini.

- 24.hafta Kasımpaşa,Kayseri'yi ağırlıyor. Daha ilk dakikada Yekta durumu 1-0'a getiriyor. 46'da Merthan ile 2-0'ı buluyorlar. 90.dakikaya 2-1 önde girerken yine 90.dakika sendromu ve gol Abdullah. Maç 2-2 bitiyor.

- Kasımpaşa ligin 7.haftasında ilk puanını Kayseri'ye karşı aldıktan sonra sadece 3 mağlubiyet aldı bu zamana kadar. Beşiktaş-İstanbul Belediye ve Galatasaray maçları. 7 galibiyetleri var, 1 tanesi Ankaraspor'a karşı alınmış hükmen galibiyet.

- 7 beraberliğin 5 tanesini yukarıda yazdım zaten. Bir tanesi ise yine 2-0 öne geçtikleri Sivas maçında. Onda beraberlik golünü 74'te yiyorlar. Şu anda 28 puanla 12.sıradalar. 3 puan daha eklenecek hanelerine Ankaraspor'dan. Hafta içi ise Bursaspor ile erteleme maçları var. Bir hayal kurup Kasımpaşa maçlarının son 5 dakikalarını oynanmamış saysak Kasımpaşa hanesine 11 puan daha ekleyecekti bu sene.

- Bu son dakika golleriyle kaybettikleri puanları çok aramazlar umarım sene sonunda. Önlerinde Bursa-Beşiktaş-Trabzon-Fener ve küme düşme hattındaki rakipleriyle oynayacakları maçlar var.

Yeni Lider Real Madrid

Harika bir maç izletti bu gece beyaz formalılar. Barcelona'nın Almeria deplasmanında 2-2'lik beraberlikle 2 puan bırakmasının ardından Sevilla karşısında alınacak galibiyet Real Madrid'i La Liga'da averajla liderliğe yükseltecekti. Bu niyetle başlanan maç 9.dakikada Xabi Alonso'nun kendi kalesine attığı golle yerini şaşkınlığa bıraktı. Zaten Sevilla'nın ilk 10 dakikada topa sahip olması onlara bu golü getirdi, maçın geri kalanında topa bu kadar fazla sahip olamadılar Real'in baskısı karşısında. Real Madrid, Ronaldo-Higuain ve iki beki Ramos-Arbeloa ile ilk yarıda sürekli zorladılar Sevilla ceza sahasını ama işi bitirecek hamleler gelmedi bir türlü. Güntekin Onay'ın ısrarla Arbeloa'yı yanlış telaffuz etmesi ilk yarının bir diğer ayrıntısıydı. İkinci yarının başında Sevilla, Casillas'ın hatasından faydalanarak skoru 2-0'a getirdi. Kendileri bile beklemiyordu Drago'nun yaptığı ortanın kalede Casillas varken ağlarla buluşmasını.


2-0'dan sonra Palop ve kale direkleri ile Real Madrid'liler arasında geçen bir karşılaşma vardı. 6-7 gol bulabilirdi Real 2-0'dan sonra yakaladığı pozisyonlarda. Özellikle Higuain aldığı,yüzünü kaleye döndüğü her topta tehlike yarattı. Tribünde purosunu içen Maradona büyük keyifle izlemiştir oyuncusunu ama neden daha önce bu adamı seçmedim diye sorması lazım kendisine. Pellegrini'nin Guti-Van Der Vaart hamlesi oyunun karşı sahaya iyice yıkılmasına sebep oldu. Guti, yine zekasını konuşturdu verdiği paslarla, oyunu yönlendirmesiyle. Pellegrini'nin Alcorcon maçlarından sonra yıldız oyuncuyu uzun süre kadro dışı bırakması ciddi bir hataydı Şilili teknik adam için. Ronaldo'nun sürekli sorumluluk alması ise Real adına oldukça güzel bir haber. Her şeyini vererek oynamaya çalıştı Portekizli. Direkten dönen 3 top, sayısız gol fırsatının ardından olabilecek en efsane şekilde bitti maç. İlk önce yakalanan pozisyonda Ronaldo'nun boş kaleye vurduğu top Raul'a çarparak gol olmadı hemen ardından Vaart son sözü söyledi ve özellikle 2.yarısı tekrar tekrar izlenesi bir maç ortaya çıktı.

Bazı maçlar sezonun gidişini, takımın moralini çok etkiler. Real için öyle bir maçtı Sevilla karşılaşması ve son dakikada gelen gol ile liderliğin gelmesi öz güvenlerini iyice arttırdı Real'li oyuncuların. Maç sonu galibiyet sevinci ise sezon sonunda gelecek şampiyonluğun bir habercisidir benim gözümde.

5 Mart 2010 Cuma

Ortada Sıçan



Barcelona'nın ayağa pasları(tiki-taka) sonucunda rakiplerini bezdirmesinden oluşan güzel bir video hazırlanmış, yeni rastladım bende. 9 dakikalık bir videoyu izlerken bile yok artık,yeter deme olasılığı varken rakipleri 90 dakika bu adamlarla uğraşıyor aynı şekilde. 2-6'lık Real Madrid maçından da bol malzeme çıkmış videoya, o maçın özeti videonun 23.saniyede gözüküyor. Gago'nun Xavi ve Iniesta arasında isyan ettiği andır o pozisyon.

2 Mart 2010 Salı

Casillas, Raul'u yakaladı


Geçen sefer Iker'ın Milli takım formasıyla 100.maçına çıkacağından bahsetmiştik. Iker, eğer yarın oynanacak Fransa maçında forma giyerse takım arkadaşı, kaptanı Raul'u yakalayacak 102 maça ulaşarak. İspanya Milli takımında en fazla forma giyen isim ise 126 maçla Andoni Zubizarreta.Iker'in daha 28 yaşında olduğunu ve İspanya Milli takımı için düşündüğümüzde rakibinin olmaması onun bu rekoru geçebileceğini gösteriyor. Bu adamla ilgili tek üzüldüğüm konu ise, Zamora ödülünü Valdes'in bile önünde oynayanlar sayesinde iki kez kazanmasına rağmen Casillas'ın bir kere alabilmesi. Gerçi onun pek dert ettiğini sanmıyorum bu konuyu.

1 Mart 2010 Pazartesi

La Liga'dan...




- Real Madrid, Tenerife'yi deplasmanda 5-1 ile geçerken 90+ da takımının son golüne imza atan Kaptan Raul attığı bu golle La Liga'da 227.golüne ulaştı. Attığı golün anlamı La Liga tarihinde en çok gol atan 3.oyuncu olmasını sağladı Raul'un. 227 gollü diğer isim ise bir başka Real efsanesi Alfredo Di Stefano. 2.sırada 234 golle Hugo Sanchez, 1.sırada ise 252 golle Telmo Zarra var. Sene sonunda ayrılacağı haberleri çıkmıştı, hakkında bu tarz haberler çıkmaz, ne alaka dediğimiz Raul hakkında. Bakalım sene sonuna kadar 7 gol daha atıp Hugo Sanchez'i yakalayabilecek mi ? Ayrıca Raul, Tenerife maçıyla beraber La Liga'da 542.maçına çıktı. Bu istatistikte de 3.sırada Kaptan.


- Real Madrid'in aldığı 5-1'lik galibiyetin ardından gözler Barcelona-Malaga maçına çevrilmişti. 55.dakikadan sonra izleme fırsatı buldum maçı. Real'liler bu sefer oldu, liderlik bizim dedikleri anda sahneye çıkan isim Xavi oldu. Sakatlıktan dönen Alves'e inanılmaz bir pas çıkardı, Alves'de Messi'nin topu boş kaleye göndermesine yardım etti. Alves'in geri dönüşü de Pep'i oldukça mutlu eden bir haberdir. Xavi'nin pasının yanında başka bir laf söylenmez ama oraya o koşuyu yapmakta ayrı bir meziyettir. 81'de gelen Malaga golünün şokundan Xavi sayesinde çabuk çıktı Nou Camp ve liderliği yine bırakmadılar. Bu arada Barcelona genç oyuncusu Pique ile 2015 yılına kadar sözleşme uzattı.


- Atletico Madrid-Valencia maçı ise bizim aklımıza direk Perşembe gecesini getirdi. Karşılaşmanın 29.dakikasında Marchena'dan topu çalan Aguero'nun çalımına Marchena'nın eli mani oldu. Atletico Madrid'liler çalınmayan penaltıyla deliye dönüp hakem Perez Brull'un üstüne koşarken 1 dakika sonra itiraz eden taraf Valencia'lı oyuncular oldu. Perez Brull, bu sırada oyunu durdurarak 4.hakemine pozisyonu sordu ve penaltı kararını verdi. Marchena ise kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Perşembe gecesi çizgiye süs olsun diye konulan asistan hakem, 1 metre önündeki pozisyonu 4.hakem kadar süzememişti.

Galatasaray 4 - 1 Kasımpaşa


- Fenerbahçe'nin Belediye karşısında yenilmesinden sonra önemi daha fazla artmıştı Galatasaray'ın Kasımpaşa ile oynayacağı maçın. Akıllara gelen 2 sebep vardı maç öncesi, Leverkusen dönüşü Kasımpaşa'dan alınan mağlubiyet ve Fener'in puan kaybettiği haftalarda fırsatları değerlendirme şansını genelde elimizin tersiyle itiyor oluşumuz. Maçın hemen başında ne oluyor demeden geriye düşecekken Emre Toraman'ın golü ben atarım arkadaş demesi nefes aldırdı. Ondan sonra ise Galatasaray harika bir futbol ortaya koymaya başladı. Sabri'nin dönüşü, Atletico maçında eleştirdiğimiz Ayhan'ın kendisinden beklenen performansı gösterip-takımı ileriye taşıması ve öndeki dörtlünün baş döndüren hareketleri. Jo-Arda-Keita ve Gio maç içerisinde sürekli yer değiştirerek oynadılar. Biz bile takip edemedik belli anlarda kimin ne tarafa kaydığını. Ayhan'da bu performansı koruduğu sürede çok iyi bir alternatif olacaktır zorlu maçlarda.

- Bunun üstüne eklenen rakibi yıldırtan pres sonucunda Kasımpaşa topu bir türlü Galatasaray sahasına taşıyamadı. Yılmaz Vural'ın ekibi ligdeki bazı takımlar gibi oyunu sertleştirmeden,yatmadan ayağa top oynayarak sonuca gitmeyi hedefliyorlar. Bu maçta da rakibin Galatasaray olması Yılmaz Hocayı bu tercihinden vazgeçirmedi ama yedikleri pres karşısında yapacak bir şeyleri yoktu.

- Dos Santos, bugün sahada kendisini eleştirenlere cevap verdi oynadı oyunla. Yetenekli olduğunu biliyoruz kendisinin ama oynadığı sürelerde gösterdiği performansla hayal kırıklığı yaratmıştı. Kendisinden beklenen bugün olduğu gibi kaleye dikine gitmesi, sol tarafta oynadığı sürelerde tek yaptığı topu tekrar bekte oynayan arkadaşına geri göndermekti. Kendisini iyi gördüğü mevkilerde şansı bulunca, tabi Kasımpaşa'nın oynadığı futbolunda yardımıyla hayran bıraktırdı kendisine. Bugün yeteneğini Galatasaray taraftarlarına hatırlattı, bu performansı kalıcı olur umarım. Rijkaard'da genç oyuncunun bu performansını alkışlatarak Gio'nun güven sorununu aşmasına yardımcı oldu.

- Perşembe'nin yorgunluğu, ilk yarıda yapılan presin etkisi ile 2.yarıda bir ara orta saha iyice düştü oyundan. Bu sürede topa sahip olan Kasımpaşa'da yakaladığı tek pozisyonu Sabri'ninde kademe hatası sonucu değerlendirerek 1-1'e getirdi sonucu.Keita'nın attığı ilk gol harikaydı, stad dışına gönderilmesine alışığız biz genelde o tür vuruşların ama tavana astı sağ olsun ve daha sonra devamı geldi. Haftaya Eskişehir deplasmanından alınacak 3 puan yolunu iyice açacaktır Galatasaray'ın. En önemli 2 rakibiyle kendi evinde oynayacak olması da ayrı bir avantaj tabi ilerleyen zaman için.

- Bu arada Lig Tv'nin iki spiker uygulaması ilginç olmuş. 2.adamın yorumcu olmasına alışığız ama 2 spiker denemesine biraz daha bakalım. Bizim maçta çok rahatsız etmedi beni, bazı pozisyonların heyecanıyla birbirlerini kesmeleri haricinde.

- Bir ihtimal daha var o da şampiyonluk mu dersin ?