31 Ocak 2010 Pazar
R.Madrid Riazor Kabusunu Bitirdi
30 Ocak 2010 Cumartesi
Rijkaard-Giovani-Neeskens
Toldo'dan Özel Antrenman
28 Ocak 2010 Perşembe
# 20 Shabani Nonda
Hagi & Zidane
Sahaya Traktör Girmesi
27 Ocak 2010 Çarşamba
Zidane-Ronaldo Friends - Benfica All-Stars
Lebron vs. Wade
25 Ocak 2010 Pazartesi
Ruud'dan Bernabeu'ya veda
24 Ocak 2010 Pazar
Nistelrooy Hamburg'da
Luis Filipe
23 Ocak 2010 Cumartesi
Dışarı atmak mı?
Londra’da ki Arsenal – Bolton maçından bir sahne : Bolton 2-1 önde ve Gallas, açık şekilde faul yaparak topu Mark Davies’ten alıyor. Hakem oyunu devam ettiriyor ve devamında belki de Bolton’ın direncini kıran Arsenal golü geliyor.
Mark Davies daha sonra oyuna devam edemese bile son haberlere göre kendisinin çok önemli bir şey yok.
Bu sahne futbolun çok ilginç bir noktasını hatırlattı bana. İngiltere Premier Ligi hariç – alt liglerinde de böyle mi emin değilim – bildiğim nerdeyse bütün liglerde bir futbolcu yerdeyse tedavisi için top taca atılır, atılıyor. Hatta bazen dışaraya atılmayan top tartışmalar yaratır, bazen de kendi takım arkadaşı yerdeyken dışarı atmayanlar olur.
Aslında bu günümüz futbolunun – bu tabiri çok seviyorum – kanayan yaralarından biri. Spormax’te sevgili İbrahim Altınsay’ın hep söylediği bir şey var; İngiltere’de oyuncuların sakatlık nedeniyle topu dışarı atması yasak. Yani durum hakem insayatifinde. Eğer sakatlığı ciddi görüyorsa oyunu durdurabiliyorlar.
Oyunun tempo kazanması ve yalancı sakatlanmaların önüne geçmek için güzel bir önlem olsa da sporla ilgili üst düzey kurumlar ve ülke federasyonları sporcu sağlığını her zaman ön planda tutarlar. Hakemin yanıldığı bir pozisyonun faturası yerde ki futbolcu için oldukça ağır olabilir. Her ne kadar ciddi bir sakatlığı ayırt etmek zor olmasa bile, gözden kaçması da olasılıklar dahilinde sonuçta.
Bunun ortasını bulmak biraz zor. Özellikle son zamanlarda bazı takımların haricinde oldukça yavaşlayan oyunu hızlandırmak ve biraz daha zevkli hale getirmek için ufak ama kesinlikle etkili bir adım olabilir topun sakatlık için dışarı atılmasını engellemek.
20 Ocak 2010 Çarşamba
Uefa Team of the Year 2009
18 Ocak 2010 Pazartesi
Galatasaray'da Son Durum
14 Ocak 2010 Perşembe
12 Ocak 2010 Salı
Atletico’da son durum
Güntekin Onay’ın Roma maçında ki tabiri ile Galatasaray’ın Avrupa Liginde ki rakibi Atletico Madrid’de son durum ne? Bu aralar Galatasaray eşleşmesi nedeniyle Türkiye’de ismi ön planda olan takımlardan.
Geçen hafta arası kupa maçında ki 1 kırmızı kart + 1 penaltı ile kaybedilen Kral Kupasında ki maçını dışarıda tutarsak işler rayına oturmaya başladı. La Liga’da aşağıda ki takımların fazla puan toplayamaması nedeniyle de kendini biraz daha yukarıya attı Atletico Madrid üst üste 2 galibiyet ile.
Sevilla’yı Calderon’da yenmek herkese moral oldu. Özellikle maçın gelişimi çok ilginçti. Sahada iki pas yapamayan Atletico, Renato’nun yanlış hatırlamıyorsam bitime az kala attığı bir golle soyunma odasına önde girmiş oldu.
Daha sonra maçın genelde olduğu gibi Atletico’nun orta sahayı transit geçip kendi yarı sahasından ileriye gönderdiği uzun toplardan birinde Sevilla savunması panik yapınca top Forlan’a çarpıp gol oldu.O rezil oyunla maç berabere bitecek derken uzatma dakikalarında şişirilen bir serbest vuruşta Antonio Lopez vurdu ve gol oldu. Agüero’nun olmadığı ve Sinama Pongolle’un satıldığı bir ortamda forvette 19 yaşında ki Ibrahima Balde ilk kez A takım formasını giydi. Savunmada herhalde takımın en iyi defansif oyuncusu Ujfalusi’de yoktu.
Diğer taraftan Sevilla, Atletico Madrid’in La Liga’da ki en önemli rakiplerinden biridir. Real Madrid’den sonra ikinci diyebilirim Sevilla için rekabet anlamında.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Atletico Madrid, Valladolid deplasmanındaydı. Bu maçın da açıkçası kolay geçmesini beklemiyordum. Fakat izleyemesekte ardı ardına gollerin haberini aldık. Bana göre bu hem Sevilla maçının güveninin bir getirisi oldu hem de Recreativo deplasmanında alınan mağlubiyetin özürü anlamını taşıyordu. Oyuna sonradan giren Agüero ise Atletico Madrid forması ile 50. golünü attı 90. dakikada.
Her ne kadar Quique Flores transfer yapmayacağız diye açıklama yapıp bana göre hafif tabirle saçmalasa da takıma ilk takviye yapıldı. Tiago çok mükemmel bir orta saha oyuncusu olmasa bile, La Liga’da Serie A’ya göre daha iyi oynayacağını düşünüyorum. Atletico Madrid orta ikilisi Paulo Assunçao ve Raul Garcia oynuyor. Aynı bölgede oynayabilecek bir Cleber Santana ismi de bulunuyor. Tiago bakalım ne kadar oynayabilecek ? Kadroda genişlik yaratma amacıyla yapılmış bir transfer olduğunu sayıyorum fakat performansından çok memnun olunmayan Assunçao yerine oynaması da bir ihtimal. Sol beke kiralanması gündemde olan Molinaro ise ilginç bir şekilde Stuttgart’a gitti. Stuttgart’ın Şampiyonlar Liginde oynaması nedeniyle oyuncu mu orayı istedi yoksa başka bir şey mi vardı bilemiyorum. Kulüpler arasında bir sorun olsa Tiago’yu da göndermezdi gibi Juventus. Gerçi o bölgede takım kaptanı Antonio Lopez vardı ama yedeği diyebileceğimiz Pernia uzun zamandır sakattı. Kendisini ara ara kulübede görüyoruz.
En başından beri bitti gözüyle bakılan Salvio transferi ise galiba bitti. Yazıyı yayınladığımızda belki de imza atılmış olur. Fakat gelse bile en azından bu sezon sonuna kadar yedek kulübesinde zaman geçirebilir. Agüero ise bence gitmeyecek. Gidecek olsa şimdiye kadar giderdi demek istiyorum. Bence Atletico’nun durumu nedeniyle iş sezon sonuna kalabilir. Ama belki de beklenilen Salvio’nun transferiydi.
14 Ocak günü Recreativo Huelva ile kupa rövanşı var. Valladolid’e deplasmanda 4 atan Atletico Madrid, işleri sıkı tutarsa neden Huelva’ya da atamasın?
10 Ocak 2010 Pazar
Gonzalo Higuain
8 Ocak 2010 Cuma
Rubin Kazan kapış kapış
Rusya liginde üst üste ikinci kez şampiyon olan ve Şampiyonlar Liginde Barcelona’yı Nou Camp’ta mağlup eden Rubin, transfer döneminde ilk akla gelen takımlardan oluyor.
Zenit’ten 4 milyon euro’ya alınan Alejandro Dominguez, bedelsiz bir şekilde Valencia’nın yolunu tuttu. Şimdi ise Arjantin’li sol bek Cristian Ansaldi’nin takımdan ayrılacağı konuşuluyor. Henüz bu transferde bir kesinlik olmasa bile Rusya’dan Sport Express Ansaldi’nin City’ye geçebileceğini yazmış.
Yoluna UEFA Europa League’de devam eden Rubin Kazan, Ansaldi’yi de kaybederse mutlaka transfer yapmak zorunda kalacak. Bir gazetede teknik direktör Qurban Berdyev’in hacca gittiği ve takımında ki Türk oyuncular için dua ettiği yazıyordu, keşke biraz da transferde kolaylık için dua etseymiş. Çünkü takımından bir diğer önemli oyuncusunu kaybedecekmiş gibi görünüyor.
3 Ocak 2010 Pazar
Eric Gerets & Mourinho
Devre arasından faydalanan Inter kamp için soluğu Suudi Arabistan'da almış. Nawaf Al-Temyat'ın jübilesi için düzenlenen maç için Eric Gerets'in yönettiği Al-Hilal ile karşı karşıya geldiler. Maçtan önce Prens Abdullah'ı ziyaret etmişler takım olarak. İlginç fotoğraflar var Inter'in resmi sitesinde geziyle ilgili olarak. Bu arada oynanan maçı Diego Milito'nun attığı golle Inter 1-0 kazanmış.